25.11.2024 - Samsun Şehrine Hoşgeldiniz!
REKLAM ALANI

Vakanüvis yazdı! BM Barış Gücü: Tarafgir, samimiyetsiz, köhne…

Vakanüvis, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nü kaleme aldı. Peki bu Barış Gücü neyin nesi? Bakalım…

Vakanüvis yazdı! BM Barış Gücü: Tarafgir, samimiyetsiz, köhne…
REKLAM ALANI
Özel İçerik

BM Barış Gücü: Tarafgir, samimiyetsiz, köhne…

Vakanüvis

Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki densizliklerine hak ettikleri dilden verilen cevap göğsümüzü kabarttı. BM askerleri yeni bir şeyler deneyecek olurlarsa onun da cevabını alacaklar; hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden hem de Türkiye Cumhuriyeti’nden. Peki, bu BM Barış Gücü neyin nesi? Bakalım…

İlk görevi İsrail’i korumak olmuştu

Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün internet sayfasındaki “Tarihimiz” başlıklı bölümde anlatılanlara göre teşkilat; 1948 yılında – İsrail’in kurulduğu yıl – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin askerî gözlemcileri Orta Doğu’ya konuşlandırılmasına izin vermesiyle vücut bulmuştu. Barış Gücü’nün görevi; kuruluşu ilan edilecek olan İsrail devletinin işgal ettiği bölgelerde, Arap ülkelerinin topraklarını savunurken çıkan çatışmaları durdurmaktı.

BM Barış Gücü’nün ilk günden başlayan bu taraflı duruşu, aradan geçen 75 yıla rağmen hâlâ değişmedi. Örgütün resmi internet sayfasında bugün bile Filistin tarafını suçlayıcı ifadeler bulunuyor. Sayfada, “BM, Kasım 1947’de Filistin’in bölünmesi ve İsrail Devleti kurulması kararı aldı ancak Arap ülkeleri bu kararı tanımadı. Arap Devletlerinin de yardımıyla Filistinli Araplar İsrail’e karşı düşmanlık başlattı.” ifadeleri yer alıyor. Bölgede 1948’de kurulan ve Barış Gücü’nün nüvesini teşkil eden oluşum 75 yıldır görev yapmaya devam ediyor.

Soykırımları gözlem misyonuyla takip etmişti

Birleşmiş Milletler Barış Gücü, kurulduğu yıllardan itibaren en fazla “gözlem” işlevine odaklanmıştı. Barış Gücü’nün görev tanımlamasında “Askeri personel tarafından gerçekleştirilen saha operasyonları genel olarak gözlemsel görevleri içermektedir” denilmekteydi.

Barış Gücü’nün etkin olmayan, olamayan görev pratiklerinin arkasındaki asıl neden ise Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin tutumunda yatmaktaydı. ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’dan müteşekkil Güvenlik Konseyi, Barış Gücü’ne ne yeterince sağlam yetki veriyor ne de operasyonları yürütebilecek yeterli kaynağı sağlıyordu. İlginçtir, Barış Gücü’ne en az personel katkısı sağlayan beş ülke de Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden oluşmaktaydı. Üyeler parasal destekte ön sıralarda yer alsalar da kadro konusunda cimri davranmaktaydılar. Uzun yıllardır BM’ye en fazla asker, polis ve sair personel sağlayan ülke ise Bangladeş. Yıllar içinde işler bu minvalde ilerlerken BM çevreleri barış operasyonlarıyla ilgili bol bol retorik üretiyor, dünya ana akım medyası da bu söylemleri köpürttükçe köpürtüyor, Barış Gücü kuvvetlerine yönelik kahramanlık ve fedakârlık öyküleri yayınlıyordu.

Oysa Afrika kıtasında Ruanda’daki acımasız soykırım sırasında gerçekten de sadece “gözlemci” olmak, Somali’de çatışmalar giderek artarken etkin bir mücadele ortaya koymak yerine ülkeyi terk etmek, alçak Sırp kasaplar Müslüman Boşnakları katledip milenyum öncesi son soykırımı gerçekleştirirken vahşete kelimenin tam anlamıyla seyirci kalmak Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün sayısız falsolarının en fazla kan ve gözyaşına mal olanlarıydı. Barış Gücü ayrıca; Kongo Savaşı, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ile diğer sorunlu bölgeler Keşmir, Haiti, Liberya, Sudan, Burundi, Sierra Leone ve Fildişi Sahili’nde de hiçbir varlık gösterememişti.

Kıbrıs Türkleri için kerhen devreye girmişti

Son günlerde skandal müdahalesiyle gündem olan BM Barış Gücü, Kıbrıs’ta 1964 yılından bu yana görev yapıyor. Kıbrıslı Rumlar; Yunanistan ve İngiltere’nin de desteğini alarak 1960’ların başlarından itibaren Kıbrıslı Müslüman Türklere yönelik saldırıları iyice artıp, nihayet “Kanlı Noel” gibi vahşet tabloları sergileyince, Barış Gücü’nün burada görev yapması da tartışılmaya başlanmıştı. Ancak BM Güvenlik Konseyi, adeta Rumlara yapacakları katliamlar için vakit kazandırmak istercesine müzakereleri uzattıkça uzatmış ve BM askerleri nihayet 1964 yılında, Kanlı Noel’den tam 3,5 ay sonra Kıbrıs’a çıkmıştı.

Barış Gücü 28 ayrı yolsuzluk türüyle suçlandı

Nobel de almıştı

Kuruluşundan itibaren barışa gerçekçi katkılar sağlamak yerine “beş dünya egemeni”nin istekleri doğrultusunda medyanın da desteğiyle “etkin işler yapıyormuş” gibi davranan BM Barış Gücü’nün PR çalışmaları sonunda Nobel Barış Ödülü’ne kadar uzanmıştı. Teşkilat, 1988 yılında Nobel Barış Ödülü’nü almıştı. Nobel Komitesi, ödül gerekçesinde, “Barışı Koruma Güçleri çabalarıyla Birleşmiş Milletler’in temel ilkelerinden birinin gerçekleştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Böylece, Birleşmiş Milletler teşkilatı dünya meselelerinde daha merkezi bir rol oynamaya başladı ve artan bir güvene sahip oldu.” ifadelerine yer vermişti.

Dünya 5’ten büyüktür anlayışı hakim olursa…

Oluşum bugün, 120’den fazla ülkeden 110 binden fazla asker, polis ve sivil personel ile görev yaparken; bir yandan personel azaltımına gidiyor, bir yandan da “barışı koruma misyonları”ndan çekiliyor. Geçmiş yıllarda bazen aynı yıl içinde 20’den fazla misyonu ifa eden Barış Gücü, şimdilerde yalnızca 14 barışı koruma görevinde hizmet vermekte. Birleşmiş Milletler Barış Gücü, 1948 yılından bu yana 72 “barışı koruma” operasyonu için konuşlandırıldı. Bu sürede 120 ülkeden üç binden fazla BM barış gücü askeri BM bayrağı altında görev yaparken öldü.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne uzun süredir katkı sağlıyor. Türkiye, BM barış operasyonlarından sekizine 24’ü kadın olmak üzere 179 asker ve polisiyle destek sağlayarak Barış Gücü’ne katkı veren ülkeler arasında 60’ıncı sırada yer alıyor. Türkiye halen; Lübnan Geçici Gücü, Güney Sudan BM Misyonu, BM Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu, BM Demokratik Kongo Cumhuriyeti İstikrar Misyonu, BM Orta Afrika Cumhuriyeti Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu, BM Kosova Misyonu, BM Sudan Entegre Geçiş Yardımı Misyonu ve BM Somali Yardım Misyonu’na destek sağlıyor.

Birleşmiş Milletler’in adaletsiz düzenini her fırsatta eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” mottosuyla formüle ettiği yaklaşım giderek daha fazla ülke tarafından benimseniyor. Bu yaklaşım BM’nin geneline hâkim olduğu takdirde, BM Barış Gücü de adına uygun bir biçimde, adil kriterler ve etkin operasyonlarla çalışmalarını yürütebilecek.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ