‘Tek seçenek İstanbul!’ Kriz hava trafiğini vurdu, bilet fiyatlarına dikkat
Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Rus ordusunun Ukrayna topraklarına yönelik saldırısı sürüyor. Saldırı başladığından bu yana birçok sektör …
Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Rus ordusunun Ukrayna topraklarına yönelik saldırısı sürüyor. Saldırı başladığından bu yana birçok sektör yaşananlardan ciddi şekilde etkilenirken, en çok etkilenen sektörlerin başında ise havacılık çekiyor. Birçok ülkenin Rusya’ya hava sahasını kapatmasının bilet fiyatlarını yükselteceği tahmin edilirken, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı EUROCONTROL verilerine göre, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat tarihinden 2 Mart’a kadar geçen sürede Ukrayna’da yapılan uçuşlar tamamen durdu. Ukrayna’nın komşusu olan Moldova’daki uçuşların yüzde 88’iiptal edilirken, hava trafiğinin en çok aksadığı üçüncü ülke ise yüzde 46 ile Slovenya oldu.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Melih Cemal Kuşhan, Rusya’ya uygulanan yaptırımların uçak üreticileri için kısa ve uzun vadede etkili olmayacağını belirtti. Rusya’nın uçak üretimi konusunda bir tedarikçi olmadığını belirten Kuşhan, “Bu sektör her zaman sertifikalı üreticilerle ve yan üreticiler ile çalışır. Üretim süreci oldukça sıkı denetimlere tabidir. Rusya’da ise hiçbir ana üretici veya yan üretici konumunda bulunan bir şirket bulunmuyor” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Kuşhan, Rusya havacılık endüstrisinin mevcut durumunu Rusya merkezli uçak üreticisi Sukhoi şirketinin Superjet 100 modeli üzerinden açıkladı. Kuşhan sözlerine, “Superjet100 modeli Boeing 737 ve Airbus A320 tipi uçaklara rakip olması için üretildi. Bu uçakta Rusya’da üretilen bir alt sistemden neredeyse kullanılmadı. Superjet 100’ün aviyonikleri ABD merkezli Honeywell şirketinden alınmıştır. Koltukları İngiltere merkezli Pitch Aircraft Seating Systems tarafından üretilmiştir. Yani Rusya ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) standartlarına uygun sertifikalı bir koltuk üreticisine bile sahip değildir. Dolayısıyla uluslararası pazara sokacağı kendi üretimi bir uçakta bile İngiliz firmanın koltuğunu kullanmak zorundadır” diye devam etti.
Rusya’nın dünya devi havacılık şirketlerine titanyum alaşımları tedarik ettiğini belirten Kuşhan, Rus üreticilerin fiyat performans konusunda etkin çözümler sunduğu için titanyum pazarını ele geçirmiş olduğunun altını çizdi. Yaptırımların titanyum tedarik etme konusunda sıkıntılar yaşatabileceği algısının yanlış olduğunu düşündüğünü belirtti. Prof. Dr. Melih Kuşhan, “Dünyadaki uçak üreticilerinin stoklarını net olarak bilmiyoruz fakat yeteri kadar titanyum stokları olduğunu biliyoruz. Salgın sürecinde üretim hatlarının yavaşlamış olması sebebiyle stoklar arttı. Bu durumu uzun vadede ele alırsak üreticilerin tedarikçisi dünyanın en büyük titanyum imalatçısı olan Rusya merkezli VSMPO-AVISMA şirketi. Bu ilk etapta sıkıntılar yaşanacağını düşündürse de ABD merkezli Aerospace Metal Distributor şirketi gibi imalatçılar bu sıkıntıları giderebilir” ifadelerini kullandı.
‘RUSYA TEKEL KONUMUNDA’
Airbus, Boeing, Saab, Embraer gibi dünyanın önde gelen hava aracı üreticilerinin titanyum ihtiyacını gidermek konusunda Rusya merkezli VSMPO-AVISMA şirketinin tekel konumunda olduğunu belirten Kuşhan, “Rus üretici kaliteli ürünleri düşük fiyatta sattığı için en çok tercih edilen markalardan birisi konumunda bulunuyordu fakat tek üretici o değil. Dünyanın önde gelen uçak üreticileri Rusya faktörü devre dışı kaldığında bu ihtiyacı farklı üreticilerden de giderebilir. Aynı kalitede ürünler sadece biraz daha pahalı olarak alınabilir. Titanyum tedarik zincirinin aksama ihtimali mümkün fakat bu sektörü sıkıntıya sokacak bir darboğaza dönüşmeyecektir” dedi. Titanyum tedarik zincirinin bozulmasının sadece Rusya dışındaki üreticileri etkileyeceğini belirten Prof. Dr. Melih Kuşhan, “Tupolev, İlyushin, Sukhoi veya Yakovlev gibi Rusya merkezli üreticiler bu durumdan etkilenmez ama onlar için daha büyük bir sıkıntı söz konusu olabilir. Yaptırımlar sertikalı ürünler üretilmesini de engelleyecektir. Çünkü uluslararası havacılık standartlarına uygun tüm Rus uçakları büyük ölçüde ithal edilen ürünlerle üretilmekte, sertifikasız oldukları için Rusya’da üretilemiyorlar. Rusya’da üretilen ve sertifikasız olan hiçbir hava aracı Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) üyesi ülkeye uçamaz” şeklinde konuştu. Kuşhan, bu durumu, “Rusya’da üretilmiş ve Rusya merkezli bir havayolu firmasına ait hiçbir uçağı uluslararası Antalya, Hamburg, İstanbul, Hong Kong veya herhangi bir havaalanında göremezsiniz. Tüm Rus şirketleri bu havaalanlarına ABD, AB, İsveç veya Brezilya yapımı uçaklarla uçabilirler” örneğiyle açıkladı.
‘BAKIM DESTEĞİNİN KESİLMESİ RUSYA’YI İRAN’A ÇEVİRİR’
Rusya’ya art arda gelen yaptırımlara dünyanın önde gelen uçak üreticileri olan Boeing ve Airbus da katıldı. Rus hava yolu şirketleri seferlerinin büyük kısmını her iki markaya ait uçaklarla gerçekleştiriyor. Bakım desteğinin kesilmesinin ardından Rusya sivil havacılığının ağır bir yara alacağı düşünülüyor. Melih Cemal Kuşhan, bakım desteğinin kesilmiş olmasının Rusya için en ciddi sorunlardan biri olduğunu söyledi. Havacılık sektöründe atılan her adımın titizlikle atıldığını ve önemli denetimlere tabi olduğunu belirten Kuşhan, “Bir yolcunun uçağa binip ölme olasılığının 2 milyonda 1 olmasının en önemli sebebi bakım süreçlerinin çok titiz yapılmasıdır. Bakım işlemleri sertifika sahibi ve deneyimli şirketler tarafından titizlikle yapılır. Ülkemiz için bu konuda Turkish Technic bir gurur kaynağıdır. Birçok şirkete bakım desteği veren bu şirket her yıl ülkemize milyonlarca dolar kazandırır” detayını paylaştı. Hali hazırda Rus bayrak taşıyıcısı olan Aeroflot’un da sertifikalı bakıma sahip olduğunu belirten Kuşhan, yaptırımların bu durumu değiştireceğini belirtti. Kuşhan, “Sertifikalı yedek parça, motor, lastik, aviyonik vs. tedarik edemeyecek olan Rusya artık bakım yapamayacak duruma gelecektir. Bu yönüyle ele alırsak Rusya, İran ile aynı duruma düşecek ve sivil havacılığı ağır yara alacak. Çünkü herhangi bir bakımda Airbus’tan alınamadığı için Rus malı bir parçanın kullanılması ilk denetimde fark edilecektir ve o uçak ikinci bir emre kadar hiçbir ICAO ülkesine uçamayacaktır” açıklamasında bulundu.
‘BATI İLE RUSYA ARASINDAKİ TEK SEÇENEK İSTANBUL’
Havacılık sektörünün, doğası gereği global ve sınır tanımaz bir endüstri olduğunu belirten Uçak Mühendisi ve Havacılık Uzmanı Muhammed Yılmaz, “Sektörün sürdürülebilirliği için ülkelerin ve şirketlerin, birbiriyle çok stratejik ilişkileri var. Bu ilişkiler zinciri, politik gelişmeler üzerinden yıpratıldığı an, tüm dünyayı etkileyen çok kritik yansımaları oluşabiliyor. Dünya genelinde ticaretin devam edebilmesi, tedarik zincirlerinin sürdürülebilmesine bağlı” sözleriyle havacılık sektörünün birçok gelişmeden etkilendiğini ve bunun sonucunda birçok sektörü de etkilediğini belirtti. Tedarik zincirinin kesintiye uğratabilecek en kritik detayı uçuşların durması olarak belirten Yılmaz, “Mal ve hizmetleri en kısa sürede istenen noktaya ulaştırmak gibi kritik bir işlevi olan havacılıkta bu tip kesintiler yaşanması, dünyadaki tüm bireyleri etkileyen küresel sonuçlar doğuruyor. Havacılığın en çok ilişki içinde olduğu sektör olan turizm de bu durumdan büyük darbe alacak. İnsanlar tatil, eğlence, iş ve diğer sebeplerle başka ülkeleri ziyaret edemedikçe turizm gelirlerinde dramatik düşüşler yaşanması muhtemel” şeklinde konuştu.
Yaptırımların havacılık sektöründeki yansımalarının çok kritik olduğunu belirten Yılmaz, uçuşların durması ve hava sahası yasakları getirilmesinin ardından, Rusya’nın yolcu ve yük trafiğini çok ciddi şekilde azalacağını söyledi. Muhammed Yılmaz, “Bu durum da doğal olarak havalimanları ve hava yollarında büyük ekonomik krizler yaratacak. Rus hava yollarının filolarında uçan kiralık uçaklara, uçakların sahibi olan şirketler el koymaya çoktan başladı. Rusların kendine ait uçakları için bakım ve yedek parça desteğinin kesilmesiyle de tamamen köşeye sıkışmış durumdalar. Rus havacılık endüstrisi geri dönüşü çok zor bir pozisyona bürünecek gibi görünüyor. Batı ülkelerinden Rusya’ya veya Rusya’dan Batılı ülkelere uçabilecek sadece iki destinasyon var; İstanbul ve Minsk. Ancak Belarus da geçtiğimiz sene yaşanan uçak indirme operasyonu sonrası yasaklılar listesinde olduğu için tek seçenek İstanbul kalıyor. Yani Batı ile Rusya arasındaki tek seçenek İstanbul” açıklamasını yaptı.
‘TİTANYUM İHTİYACINDA RUSLARI DEVRE DIŞI BIRAKMAK ZOR’
Rusya ile Ukrayna arasında yaşananların, küresel piyasaları ciddi şekilde etkilediğini belirten Muhammed Yılmaz, “Rusya’ya karşı sert yaptırımlar, emtia piyasalarında önemli ölçüde sıkışıklık yaratma potansiyeline sahip. Rusya ile Batılı ülkeler arasında oluşabilecek potansiyel ticaret savaşları, tedarik zincirlerinde bir problem yaratabilir. Bunun havacılık endüstrisine de yansımaları olacaktır” diye konuştu. Rusya’nın titanyum konusunda önemli bir üretici olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Uçak üretimi için en kritik metallerden biri olan titanyum ihtiyacının çoğu Rusya’dan temin ediliyor. Özellikle Batılı şirketlerinin yeni nesil uçaklarının ağırlık olarak yaklaşık yüzde 15’i titanyum. Dolayısıyla Batılı ülkelerin havacılık ve savunma sanayi projelerini sürdürebilmek için Rusya’ya ve titanyuma ihtiyacı var. Rusya’nın Ukrayna’da Kırım’ı ilhak etmesi nedeniyle çeşitli yaptırımlara maruz kaldığı 2014 yılından bu yana Batılı havacılık firmaları envanterlerini artırmaya veya tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışıyor. Pandemi nedeniyle daha az sayıda uçak imal ediliyor olması da şirketlere rezervlerini artırma ve stoklarını büyütme fırsatı veriyor. Ancak yine de titanyum ihtiyacında Rusları devre dışı bırakmak zor” vurgusunu yaptı. Yılmaz, Avrupa merkezli üretici Airbus’un titanyum ihtiyacının yarısını Rusya’dan karşıladığını belirterek, ABD merkezli üretici Boeing’in de gereksinimlerinin en az üçte birini Rus şirketlerden sağladığını hatırlattı. Muhammed Yılmaz, havacılık endüstrisi için titanyumun önemini, “Titanyum, yüksek mukavemet/ağırlık oranı, korozyona karşı direnci ve yüksek sıcaklık performansı ile havacılık endüstrisi için çok kritik bir malzeme. Titanyum krizinin uçak üretimini aksatıp aksatmayacağı, krizin ne kadar süreceğine bağlı. Uçak imalatçılarının şu an için bir müddet idare edecek stokları elbette var. Ancak bu tükendikten sonrası büyük bir muamma” sözleriyle açıkladı.
‘RUS HAVACILIĞININ DURMA NOKTASINA GELME HIZI STOKLARINA BAĞLI’
Uçakların düzenli bakımlarının aksatılmadan yapılmasını, uluslararası otoritelerin zorunlu tuttuğunu vurgulayan Yılmaz, “Şirketlerin uçaklarına yaptığı bakımların kayıtları düzenli olarak kontrol ediliyor. Bakımları düzenli şekilde yapılan uçakların operasyonel ömürleri uzuyor, daha uzun süre operasyon yapan uçak, ait olduğu hava yoluna daha fazla para kazandırıyor. Bakımların düzenli yapılmasının en kritik detayı ise elbette uçuş emniyeti. Yolcu ve yüklerin sorunsuzca istenen noktaya ulaştırılabilmesi için bakımları tam ve düzenli yapılmış uçaklara ihtiyaç var” dedi ve hava araçlarına yapılan bakımların sürdürülebilirlik açısından çok önemli olduğunu söyledi.
İki dev uçak imalatçısı Airbus ve Boeing’in, Rus şirketlerinin uçaklarına bakım ve yedek parça desteğini kesmesi kararının Rus şirketlerini ciddi şekilde etkileyeceğini dile getiren Yılmaz, “Bu yaptırımlar uçakların bir süre sonra operasyonel yeterliliklerini yitirmesi sonucunu doğuracak. Bu iki dev imalatçının uçakları dışında Rusların kendi ürettiği uçak modelleri üzerinden havacılık faaliyetleri kesinlikle yeterli ve sürdürülebilir olmaz. Zaten Rusların kendi uçaklarının çeşitli sistemleri ve bileşenleri de Batılı şirketlerin ürünü. Dolayısıyla Batı’dan tamamen bağımsız bir Rus havacılığı mümkün görünmüyor. Bakım eksikliği ve yedek parça sıkıntısı, uçak kazalarına davetiye çıkarmaktan başka bir anlama gelmiyor” diye belirtti. Rusya’daki ticari uçak filosunun yaklaşık üçte ikisi Rus olmayan üreticiler tarafından üretilen uçaklardan oluştuğunun altını çizen Yılmaz, Rusya için tek çözümün mevcut filoyu küçülterek, uçaklar arasında parça transferi yapmak olacağını söyledi. Muhammed Yılmaz “Şu an için iç hat uçuşları, parça tedariği olduğu sürece devam edebilecek. Rus hava yollarını kabul eden ülkelerin listesi giderek küçüldükçe, uluslararası uçuş yapmak daha zor olacak. Bu sorun, birçok Rus bankası için SWIFT ödeme hizmetlerinin geri çekilmesiyle daha da kötüleşecek. Bu durum Rusya’daki ticari uçak filosunun yavaş yavaş küçüldüğünü, uçakların zamanla daha da eskidiğini ve güvenilmez hale geldiğini gösterecek. Rusya’nın yaptırımları durdurmak için bir şey yapmaması durumunda, geçmiş yıllarda İran’da gördüğümüz bu model kaçınılmaz olarak bir kez daha sahneye çıkacak” şeklinde konuştu. Rus havacılığının durma noktasına gelme hızının, hava yollarının elindeki stokların boyutuna ve mevcut aktif olarak kullanılan uçakların bakım döngülerinin ne kadar uzak olduğuna bağlı olduğunu da ekledi.
‘BİLET FİYATLARI ARTACAK’
Rus ordusunun Ukrayna topraklarına girmesinin ardından birçok ülke hava sahasını Rus uçaklarına kapattı. Hava sahalarının kapanması uçuş rotalarının yeniden hesaplanması anlamına gelirken bu durum uçuş maliyetlerini de arttırıyor. Muhammed Yılmaz konu hakkında, “Hava sahalarının kapanması, uçuş rotalarının yeniden planlanmasını gerektiriyor. Hava sahasını kapatan ülkenin yerine bu ülkelerin etrafından geçecek şekilde rotaların yeniden oluşturulması, uçuşların süresini uzatıyor. Yani yolcular ve yükler normalden çok daha geç bir sürede, istenen destinasyona ulaşabiliyor. Rotanın uzaması, hava yolu şirketlerinin daha fazla yakıt tüketmesine neden oluyor. Bu da hava yollarına çok ciddi bir ekonomik külfet getiriyor. Bu durum elbette yolcuya yüksek bilet ücreti olarak yansıtılıyor. Normalden daha fazla yakıt tüketimi ayrıca çevre kirliliğine daha fazla katkı sunuyor. Uçakların petrol bazlı kerosen kullanması nedeniyle doğaya saldığı karbondioksit ve diğer zararlı gaz emisyonları da artıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.