Merdan Yanardağ: 14 Mayıs’ta İslamcı faşist hareketi yenilgiye uğratmalıyız
Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, 14 Mayıs seçimleriyle ilgili söylediği sözlerle tepki çekti. Yanardağ, 14 Mayıs’ta İslamcı faşist hareketi yenilgiye uğratmalıyız. Bu bir varlık-yokluk meselesidir.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için artık sayılı günler kaldı.
Türkiye, 14 Mayıs 2023 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için sandık başına gidecek.
Bu süreçte parti liderleri ve televizyon programlarının tek gündemi, seçim.
Seçim için liderler şehir şehir dolaşırken, televizyon ve gazetelerde de seçime dair gündemler konuşuluyor.
Seçime dair konuşan isimlerden birisi de Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ oldu.
BirGün Gazetesi’nde yazan Yanardağ, “İslamcı hareket iktidarı kolay kolay bırakmayacaktır. Eğer bir şansı olduğunu görürse direnecektir” ifadelerini kullandı.
Merdan Yanardağ’ın yazısı tepki çekti
BİRGÜN Gazetesi’nde yazan Merdan Yanardağ şu ifadeleri kullandı;
“Türkiye’de emekçiler, demokrasi güçleri ve sol açısından durum çok açıktır; ülkeyi islamo-faşist bir diktatörlüğe doğru sürüklemeye çalışan iktidarı yenilgiye uğratmak, öncelikli tarihsel görev ve sorumluluktur. Deyim uygunsa, sorun artık ontolojiktir. Mücadele bir varlık-yokluk kavgasıdır.
“İslamcı hareket iktidarı kolay kolay bırakmayacak”
İslamcı faşist iktidarın, kendisini kuşatan bütün elverişsiz koşullara karşın kazanması, bizim kabahatimiz olacaktır. O nedenle içinden geçtiğimiz bu tarihsel dönemeçte nihai kazanımlar için gerekli olan geçici uzlaşmaları reddetmek, sanılanın aksine korkaklıktır.
İdeolojik bir konfora kaçma tutumudur. Çünkü, kendisi için koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun, islamcı hareket iktidarı kolay kolay bırakmayacaktır. Eğer bir şansı olduğunu görürse direnecektir.
Sonuç olarak; 14 Mayıs seçimleri esas olarak Türkiye’de işçi sınıfı için, halk için, demokrasi güçleri için, sol için önem taşıyor. Değilse, gerek AK Partiye’ye karşı olan burjuva kesimler, gerekse Batı ve küresel sermaye, islamo-faşist iktidar ile yeniden uzlaşmanın yolunu bulur.
“ihtiyacımız konforlu bir solculuk değil, yeniden devrimci olmak”
Elbette olası bir yenilgide devrimciler ve yurtseverler düştüğü yerden kalkmasını bilir. Kuşkusuz sol için dünyanın sonu da olmaz. Ancak, seçimlerin “küçük hatalar” nedeniyle kaybedilmesinin bedeli ağır olur.
Böyle bir yenilginin büyük bir tarihsel yıkıma yol açacağı, ülkenin geriye savrulacağı ve toplumun acı çekeceği de açıktır. O nedenle, seçim günü ve ertesinde asıl görev bu toprakların devrimci ve yurtsever evletlarının olacaktır. Bu anlamda, ihtiyacımız olan şey; konforlu bir kültürel solculuk değil, yeniden devrimci olmayı bilmektir”