Kemal Kılıçdaroğlu: Koltuk hırsım olmadı
Kaybettiği seçimlere rağmen CHP Genel Başkanlığı’nı ısrarla bırakmayan Kemal Kılıçdaroğlu, bunun tam aksini savunarak, “Yaşamımın hiçbir döneminde koltuk hırsım olmadı” dedi.
Türkiye, tarihi bir seçimi geride bıraktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rakip olarak çıktığı her seçimi kaybeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir hezimeti daha hanesine yazdırdı.
Kendi seçtiği delegeleri dışında partisinde istenmeyen isimlerden biri haline dönüşen CHP’li isim, bu durumu ısrarla görmezden geldi.
Seçim sonrası “yola devam” kararı veren Kılıçdaroğlu, tepkileri de üzerine çekti.
Kılıçdaroğlu’nun ‘koltuk sevdası’
Bununla da kalmayan Kılıçdaroğlu, gözünü koltuğa dikenleri ise hedef gösteriyor.
Son olarak Canan Kaftancıoğlu’nu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun karşısına koyan Kılıçdaroğlu, yine ilginç bir açıklama ile dikkatleri üzerine çekti.
Serbestiyet yazarlarının sorularına yazılı olarak yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu, kendi ‘koltuk sevdası’na yönelik garip bir savunma yaptı.
“Mesele koltuğu bırakamamak mı?”
Yıldıray Oğur’un “Seçimlerden sonraki açıklama ve siyasetiniz, koltuğu bırakmamak olarak görülüyor. Neden CHP liderliğinde yerel seçimlere kadar ya da bir süre daha kalmak istiyorsunuz? Mesele koltuğu bırakamamak mı? Motivasyonunuz nedir, seçmenlerinizi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Partinin geleceğiyle ilgili endişeleriniz ve korkularınız mı var?” sorusuna cevap veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Yaşamımın hiçbir döneminde koltuk hırsım olmadı”
Evet, Türkiye’yi barıştırmak temel hedefim. Bugün de aynı düşünceyi taşıyorum. Siyasette hırsı olmayan ama siyaseti akılcı politikalarla yürütmek isteyen bir siyasetçiyim. Yaşamımın hiçbir döneminde de koltuk hırsım olmadı. Ki sadece bir imgelem olarak değil, somut olarak da o koltukta oturan olmadım; tercihim vatandaşlarımızın arasında olmaktan yana oldu. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyım. CHP’nin şu an itibariyle kaptanı benim. Ve şu anki görevim, grup konuşmamda da belirttiğim gibi CHP’yi güvenli bir limana götürmektir.
“CHP, iç deniz gemisi değildir”
Ama şu da kesinlikle ve kesinlikle unutulmasın. CHP, bir iç deniz gemisi değildir. CHP engin denizlerin gemisidir. Cezaevindeki bir dostumun, William Shakespeare’e atfen anımsattığı üzere, CHP’nin rotası her zaman her zaman engin denizler, okyanuslardır ve öyle de olmalıdır. Bunun geri dönüşü yoktur. CHP kimin yanındaysa ve kimin karşısındaysa; bu okyanusların, engin denizlerin gemisi olduğu içindir.
“CHP, adaleti savunmaya devam edecek”
CHP’yi bir iç deniz gemisine çevirecek tartışmalardan ve bu tartışmaların sonuçlarından uzak tutacağım. CHP, herkes için ve her alanda hakkı, hukuku, adaleti savunmaya devam edecektir. CHP beşli çete ve beşli çeteyle cisimleşmiş yağma düzenine karşı pozisyonuna devam edecektir. CHP kadınların, gençlerin partisine mutlaka dönüşecektir. CHP kimseyi ötekileştirmeyecektir. Toplumun farklı kesimlerinin birbirini sevmesi, aynı şekilde düşünmeleri gerekmiyor ama bir kesimin birbirine saygı duyması gerekiyor.
“Partinin geleceğiyle ilgili endişelenmek yakışmaz”
Asgari müştereklerde buluşup; bu birlikteliğimizi nasıl azamileştirebilir; bunun arayışında olmamız gerekiyor. CHP bu süreçte öncü bir partidir, yol açıcı bir partidir. Yenilemek gerekirse, engin denizlerin partisidir. Partinin geleceğiyle ilgili endişelenmek, bir CHP’liye yakışmaz. CHP’nin geleceğiyle ilgili her kim endişe taşıyorsa, CHP’nin tarihini bilmiyor demektir. CHP, ülkemizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana karşılaştığı her zorluğu yenmeyi başarmıştır.