Dünya’nın ortasından diğer tarafa açılan bir çukura atlarsanız ne olur
Dünya’nın yüzeyinden merkeze doğru açılan ve daha sonra karşıdan çıkan devasa bir çukur olduğunu hayal edin. Peki bu tünele atlarsanız ne olur? Gelin bu sorunun yanıtına birlikte bakalım.
Dünya’nın yüzeyinden açılan ve karşı taraftan çıkan bir çukura atlarsanız neler olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Öncelikle böyle bir çukur kazmanın neden kesinlikle imkansız olduğuna bakalım, ardından Dünya yüzeyinin içine atlama konusunda bazı varsayımlarda bulunacağız!
İnsanların şimdiye kadar kazdığı en derin kuyu, Rusya’daki yalnızca 12 kilometre derinliğindeki Kola süper derin sondajıdır.
Neden böyle bir tünel kazılamaz
Duvarlara çarpmadan vücudunuzun serbestçe düşmesine izin verecek kadar derin ve geniş bir delik kazmanızın imkanı yok.
Serbest düşüşte yaşadığınız inanılmaz yüksek hızlarda vücudunuz deliğin kenarına çarparsa, vücudunuzdaki tüm kemikleri kırarsınız.
Bununla birlikte, Dünya’nın çekirdeği erimiş lavlardan ve sürekli olarak yüksek hızlarda dönen metallerden oluşur.
Yaklaşık 6 bin santigrat derecelik sıcaklıklar vücudunuzu yakıp sonunda buharlaştıracak kadar yüksektir. Kısacası, tünelin diğer tarafından canlı çıkmanın hiçbir yolu yok.
Çoğumuz muhtemelen klostrofobi ve oksijen yoksunluğu nedeniyle içeri girdikten birkaç dakika sonra bayılırız. Dünya’nın çekirdeği o kadar basınç altındadır ki, avuç içi büyüklüğünde bir delik bile, Dünya yüzeyini büyük ölçüde yok edecek ve gezegendeki tüm canlıları öldürecek bir patlamaya neden olabilir.
Ya delik açabilseydik?
Artık böyle bir fikrin imkansız olduğunu tespit ettiğimize göre, bu düşünce deneyinin gerçekten tamamlanabilmesi için bazı varsayımlarda bulunalım.
Bunlar sadece varsayımlardır ve hiçbir ölçüde doğru değildir. İlk olarak, Dünya’nın çekirdek olmadan var olduğunu ve bizi doğrudan uçmaktan alıkoyan hiçbir şeyin olmadığını varsayalım.
Ayrıca deliğin oksijeni ve klostrofobiyi telafi edecek kadar büyük olduğunu ve bayılmadığımızı varsayalım. Artık Dünya’nın diğer tarafından çıkan bir tünel kazabiliriz!
Tünelin içine atlarsak ne olur
Bu tünelden içeri atladığınız an etrafınızda çok daha büyük kayalara sıkışan devasa kayalar ve toprak olacak.
Yer çekimi kuvveti sizi aşağı doğru çekecektir, ancak Dünya’nın etrafınızdaki kısmından gelen yerçekimi sizi yana doğru çekmeyecektir, çünkü tüm yönlerde eşit olduğu göz önüne alındığında, bu kuvvet iptal edilecektir.
Dolayısıyla hızınızın sürekli artmasıyla ancak merkeze doğru çekileceksiniz. Bu, 3 bin 200 kilometrelik uzun bir düşüş olacak, bu da Dünya’nın merkezine ulaşana kadar kabaca on altı stlik bir yolculuk süresine denk geliyor.
Peki tam erkeze ulaştığınızda ne olur? Yaygın inanış, yer çekiminin devasa kuvveti altında ezileceğiniz yönündedir, ancak merkezde aslında hiçbir yer çekimine maruz kalmazsınız.
Tam merkezdeki belirli bir anda, tamamen ağırlıksız olacaksınız çünkü Dünya’nın bir yarısından gelen yerçekimi, diğer yarısından gelen yerçekimini tam olarak iptal edecektir. Stte neredeyse 200 km hızla hareket edeceksiniz ama bunun dışında hiçbir şey hissetmeyeceksiniz!
Uzayda olmaya benzeyen bu özel “sıfır ağırlık” anından sonra düşmeye devam edeceksiniz, ancak teknik olarak düşmeyeceksiniz, aksine nasıl baktığınıza bağlı olarak yukarı doğru uçacaksınız.
Deliğin diğer ucundan size bakan bir kişi, muhtemelen yüzünüzde şaşkın ve dehşete düşmüş bir ifadeyle vücudunuzun kendisine doğru yukarı süzüldüğünü görecektir.
Merkezden uzaklaştıkça, yer çekimi sizi yavaş yavaş ve daha büyük bir kuvvetle yavaşlatmaya başlayacaktır. Bunun nedeni, deliğin hangi ucuna en yakın olursanız olun, yerçekiminin daima merkeze doğru hareket etmesidir.
Vücudunuz yer çekimi kuvvetine rağmen oldukça hızlı hareket ettiği için yüzeye yaklaşmaya devam edecektir. Durduğunuzda, enerjinin korunumu yasası, yerden atladığınız zamankiyle tam olarak aynı yükseklikte olacağınızı söylüyor.
Ancak vücudunuz durduğunda, eğer sizi yakalayacak ve deliğin ağzından uzaklaştıracak bir şeyiniz yoksa, tekrar merkeze doğru düşeceksiniz.
Sonsuz döngü
Bu, diğer uca ulaştığınızda tekrar gerçekleşecek ve herhangi bir şey sizi durdurana kadar esasen sonsuza kadar devam edecek.
Vücudunuz teorik olarak, tıpkı bir sarkaç gibi, görünürde sonu olmayan bir şekilde Dünya’nın çapı boyunca salınacaktır.
Siz Dünya’nın bir yüzeyiyle diğer yüzeyi arasındaki tünelde salındıkça, havadan gelen sürükleme kuvveti hareketinize direnecek ve sizi sürekli olarak yavaşlatacaktır.Bu nedenle, bir süre sonra diğer uçtaki yüzeye ulaşamayacaksınız.
Serbest düşüşün mesafesi, tıpkı sonunda hızını kaybeden bir sarkaç gibi, sizi tamamen durdurana kadar her salınımda azalmaya devam edecektir.
Destansı ve son derece uzun maceranızın ardından, Dünya’nın merkezinde sıkışıp kalacaksınız.