‘Doping Teknoloji Tırı’ 6 ayda 25 bin çocukla buluştu
Çağın ve yeni öğrenme metotlarının gelişmesi, teknolojiyle birlikte yerini workshop alanlarının ve karşılıklı etkileşimin sağlanabildiği alanlara …
Çağın ve yeni öğrenme metotlarının gelişmesi, teknolojiyle birlikte yerini workshop alanlarının ve karşılıklı etkileşimin sağlanabildiği alanlara bırakmaya başladı. Günümüze kadar uzanan alışılagelmiş ürün sergileme ve müzecilik anlayışı artık değişiyor. ‘Teknoloji Doping Tırı’ bunun güncel örneklerinden. Kullanıcı etkileşiminin müthiş bir senaryo ile kurulduğu bu deneyim üssü, tüm Türkiye’yi dolaşarak çocuklara yeni teknolojileri öğretiyor.
Farklı disiplinlerden 250 kişilik bir ekibin bir araya gelerek 6 ay önce ortaya çıkarttığı ve 17 kişilik ekibiyle tüm Türkiye’yi dolaşan yürüyen bilim müzesi Doping Teknoloji Tırı, görenleri kendine hayran bırakıyor. Tırın baş tasarımcısı ve aynı zamanda dünyanın sayılı mimari ofislerinden birisi olan Oka Architecture’un kurucusu Ömer Karakuş, teknolojiye ulaşma imkanı olmayan veya sınırlı erişimi olan çocuklara ve gençlere ulaşmak, ayaklarına gitmek, onlara bilimi sevdirmek, öğretmek ve gelecekte meslek seçimlerine doğrudan pozitif etkide bulunmak amacıyla yola çıktıklarını kaydetti.
250 KİŞİLİK EKİPLE OLUŞTU
Ömer Karakuş, “Tasarım stüdyomuzda, tasarımdan önce çocuklara neyi öğretmemiz lazım sorusuna cevap arıyoruz. Önce doğru senaryoyu bulmamız lazım. Tasarım, o senaryonun üstüne gelince mükemmel bir korelasyon ortaya çıkıyor zaten. Birbirinden kopuk, neyin ne anlattığını oturtamadığınız ünitelerin toplamından bir tasarım çıkmıyor maalesef. Tabi bu tek başına altından kalkabileceğimiz bir konu değil. 250 kişilik özel bir ekip oluştu Doping Teknoloji Tırı işimizde. TÜBİTAK’tan astronom hocalarımızın danışmanlığından, tırın iki yana doğru büyüme sistemine kadar birçok alanda uzman isimlerle birlikte çalıştık. Farklı disiplinlerden uzmanların bir araya geldiği bir proje oldu” dedi.
TÜRKİYE’Yİ DOLAŞIYOR
Tırın 17 kişilik ekibiyle adım adım tüm Türkiye’yi dolaştığını belirten Ömer Karakuş, şu bilgileri verdi: “Çocuklar, 10’ar kişilik gruplar halinde hiç unutamayacakları 30 dakikalık bir deneyim yaşıyorlar. Meslek seçimlerine doğrudan etki edebilmek üstüne kurduk tırın senaryosunu ve 6 ayda 25 bin çocukla buluşturduk. Bu tırın içine giren bir çocuk, birçok teknolojik deneyimi belli bir senaryo eşliğinde irdeliyor, deneyimliyor. Rüzgar enerjisinden nasıl elektrik elde edildiğini anlıyor, mantığını çözüyor. Manyetizmayı öğrenirken, gerçekten ‘maglev treninin’ nasıl hareket ettiğini anlıyor. Psikoloji ve eğitimde, VR gözlük teknolojilerinin önemini kavrıyor. Daha doğrusu birebir yaşıyor.
Bu tırı deneyimledikten sonra, büyüdüğünde normal bir meslek seçme şansı yok. Artık bir kere o tozu yutmuş oluyor. En basit atölyelerde bile robotik kolların nasıl bir hız getireceğini anlıyor. Dünyayı peşinde koşturacak bir Türkiye için çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmek zorundayız. Atatürk’ün dediği gibi ‘Bugün bir kıvılcım olan sizler, yarın ateş olarak geri döneceksiniz.’ Biz çocukların zihinlerinde bu tırla beraber, o kıvılcımları yaktık. Yarın ateş olarak gelecek ve ülkemizi en iyi noktalara getiren bir bütünün parçaları olacaklar.”
‘ROBOTİK KODLAMA SINIFLARI AÇILMALI’
“Robotik kodlama teknolojileri üstüne çalışan okullar açmamız lazım” diyen Ömer Karakuş, “Sadece enerji üstüne çalışan liseler açmamız lazım. Her okulun bir bilim sınıfına ihtiyacı var. Ancak basit bir sınıf değil. Senaryosunun belli bir standarda oturtulduğu sınıflar. Ancak Türkiye’nin her okulunda, aynı standartta olmalı bu sınıflar” şeklinde konuştu.