Çocuklar neden “hayali arkadaş” edinir?
Küçük çocukların kendi zihinlerinde oluşturdukları karakterlerle kurdukları dostluklar, yani hayali arkadaşlar… Aileler durumdan kaygı duysa da, hayali arkadaşlık aslında sanıldığı kadar nadir ve endişe verici değil.
Bir çizgi film karakteri, süper kahraman, hayvan ya da sevilen bir oyuncak… Çocukların yaklaşık yüzde 40 ila 60’ı bir hayali arkadaşa ihtiyaç duyabiliyor. Bu “görünmeyen” arkadaşı zihinlerinde kurgularken ise çoğu zaman tanıdıkları, bildikleri özellikleri bir arada topluyorlar. Böylece hayali arkadaşlar kimi zaman örnek teşkil ediyor, kimi zamansa ailelerin tasvip etmediği özelliklere sahip oluyorlar. Hatta “günah keçisi” rolünü üstlenebiliyorlar…
Peki, çocuklar hayali arkadaşa neden ihtiyaç duyuyor? Özellikle 3-7 yaş aralığında ortaya çıkan bu durumu, Klinik Psikolog Seda Aydoğdu ile konuştuk.
Hayali arkadaş nedir ve nasıl ortaya çıkar?
“Hayali arkadaş; çocuk nerede isterse orada olan, hangi oyunu oynamak isterse onu oynayan, koşulsuz kabul eden bir arkadaştır.” Klinik Psikolog Seda Aydoğdu çocukların kendi zihinlerinde oluşturduğu bu görünmez arkadaşları böyle tanımlıyor. Aydoğdu, aileler durumu çoğunlukla kaygı verici bulsa da, yapılan araştırmaların bu yönde olmadığını anlatıyor.
“Çocuğumuzun hayali arkadaşının olması endişe verici bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Hayali arkadaş geliştirmek çocuğumuzun hayal dünyasını geliştirmekte ve ihtiyaçlarına yönelik destekleyici bir yönü ile ortaya çıkmaktadır.”
Çocukların günah keçisi: Hayali arkadaş
Peki, çocuklar neden hayali bir arkadaşa ihtiyaç duyuyor? Çocuğun kendini yalnız ve başka çocuklar tarafından dışlanmış hissetmesi akla ilk gelen olası nedenlerden… Ancak araştırmaların bu konuda da farklı bir durumu işaret ettiğini anlatıyor Seda Aydoğdu:
“Sanılanın aksine yapılan araştırmalar hayali arkadaşın yalnızlık ile ilişkili bir şekilde ortaya çıkmadığını göstermekte. Geniş arkadaş çevresi olan çocuklarda da hayali arkadaş görülebilmekte.
Hayali arkadaş, çocuk tek başına kaldığında da onunla oynayan ve oyun kurmasını destekleyen bir simge olarak değerlendiriliyor. Bunların yanı sıra hayali arkadaşlar bazen yaramazlıklar yapan ve kötü sözler söyleyen biri olarak karşımıza çıkabilir. Çocuk bu durumda hayali arkadaşı kendisi ve ailesinin kızması arasında bir siper olarak kullanarak, adeta günah keçisi ilan edebiliyor.”
Birçok kişi, hayali arkadaşın psikolojik bir rahatsızlığın göstergesi olduğunu da düşünebiliyor. Aydoğdu ise, “Hayali arkadaş psikolojik bir rahatsızlık değil” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Psikolojik bir rahatsızlık olarak değil, gelişimin bir basamağı olarak ele alınmalıdır. Her çocukta görülmese de bazen bazı çocuklarda görülmesi psikolojik bir rahatsızlık yerine her çocuğun özel olduğu ve her gelişimin kendine has yollardan filizlenen bir kavram olduğu düşünülmelidir. Hayali arkadaşlar, çocukların zihin teorisi bağlamında kurdukları oyunlar ve düşler sayesinde diğerlerinin düşüncelerini daha iyi anlayabilmelerini sağlayan ayrı ve özel bir alan olarak da değerlendirilmekte.”
Peki hangi çocuklar zihinlerinde hayali arkadaş geliştirmeye daha yatkın diye soruyoruz Psikolog Aydoğdu’ya:
“Travma mağduru çocuklarda veya yoğun korkuları olan çocuklarda hayali arkadaş geliştirmek, baş etme becerisi olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda çocuklar; destek ve dayanak alma ihtiyacına yönelik olarak ve duygu düzenleme aracı olarak hayali arkadaş geliştirebilmekte.”
Hayali arkadaşa sahip olmak ne zamana kadar normal kabul ediliyor?
Çocukların yaklaşık yüzde 40 ila 60’ı, özellikle 3-7 yaş aralığında, görünmez bir arkadaş edinebiliyor. Aydoğdu durumun, 7 yaşından sonra da nadiren görülebildiğini söylüyor.
“Çocukların gelişiminde 6 yaşa kadar gerçek ve hayal dünyası ayrımı net değildir. Bu iki kavram sık sık birbirine karışmaktadır. 7 yaşından sonra gerçek ve hayal arasındaki sınırların belirginleşmeye başladığını görmekteyiz. Buna bağlı olarak 3-7 yaş arasında hayali arkadaşların görülmesinin en sık olduğu dönemdir. Sıklıkla 7 yaşından sonra hayali arkadaşlar kaybolsa da bazen bazı çocuklarda bu durum ergenlik dönemine kadar devam edebilmektedir.”
Peki, aileler bu arkadaşlık ilişkisine nasıl yaklaşmalı?
Aydoğdu, ailelerin endişelenmek yerine hayali arkadaşı iyi tanımaya çalışması gerektiğini söylüyor ve ekliyor:
“Çünkü o hayali arkadaş çocuğun zihninin bir temsili olarak değerlendirilmektedir. Çocuk kendi arzu ve ihtiyaçlarını, korkularını ya da yaramazlıklarını o hayali arkadaşı üzerinden dile getirmektedir. Bu bağlamda kurallar ve sınırlar içerisine hayali arkadaşın muhtemel yaramazlıkları da dahil edilmelidir. Çocuğun oyunları ve söylemleri takip edilmelidir.
Belli bir oranda biz ebeveynler de çocuğumuzun hayali arkadaşı ile kurduğu oyunlara katılmalıyız ancak bunun yanı sıra koyulması gereken sınırlar karşısında da geri adım atılmaması gerekmektedir. Çocuğumuz yaptığı davranışın hayali arkadaşından dolayı olduğunu söylese de kurallar ve sınırlar esnememelidir.
Ailenin kararsız kaldığı durumlarda da uzman görüşüne başvurmaları önemli olacaktır.”