22.11.2024 - Samsun Şehrine Hoşgeldiniz!
REKLAM ALANI

Genç kadınlar teknoloji dünyasında

Dünya genelinde teknoloji alanındaki iş gücünün çok büyük bir bölümünü erkek çalışanlar oluşturuyor. PWC’nin yayımladığı Çalışma Hayatında …

Genç kadınlar teknoloji dünyasında
REKLAM ALANI

Dünya genelinde teknoloji alanındaki iş gücünün çok büyük bir bölümünü erkek çalışanlar oluşturuyor. PWC’nin yayımladığı Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi 2020’ye göre G7 ülkelerinde dahi kadınlar teknoloji iş gücünün yalnızca yüzde 30’unu oluştururken, Türkiye’de bu oran yüzde 9,9 civarında. Kadınların teknoloji dünyasında daha fazla ve daha donanımlı bir şekilde yer almasını hedefleyen grup şirketleri Mikro Yazılım, Zirve Yazılım ve Paraşüt, bu yılın başında WE20 Tech programını hayata geçirmişti. Başvuran 3 bin 500 üniversite öğrencisi arasından seçilen 10 kadın öğrenci, grup şirketlerinde görev alan kadın yöneticilerin mentorluğunda programı başarıyla tamamlayarak mezun oldu.

Staj görecekler

Altı ay süren programa, üniversitelerin bilgisayar, yazılım mühendisliği gibi teknoloji bölümleri ile endüstri, işletme mühendisliği bölümlerinin üçüncü ve dördüncü sınıflarında okuyan 10 öğrenci kabul edildi. Öğrenciler, grup şirketlerinde çalışan kadın yöneticilerden bire bir koçluk eğitimi aldı. Kişisel aktivite, hedef belirleme, etkili iletişim gibi farklı başlıklarda düzenlenen workshop’lara katıldılar. Grup şirketlerinin genel müdürleri ile kariyer sohbetlerine katılan mentiler, program boyunca gelişim odaklı kitap, video ve makalelerden de yararlandı. Programı başarıyla tamamlayarak mezun olan 10 genç kadın ayrıca, Mikro Yazılım, Zirve Yazılım ve Paraşüt bünyesinde diledikleri departmanda staj yapma hakkı kazandı.

Genişleteceğiz

Program hakkında bilgi veren Mikro Yazılım, Zirve Yazılım ve Paraşüt İnsan Kaynakları Direktörü Gökçe Yargan, “Dünya dijital dönüşüm ve teknoloji etrafında adeta yeniden şekillenirken, bu süreçte yazılım sektörü çok önemli bir rol üstleniyor. Ancak bu sektörün büyümesi ve gelişmesi için tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalı ve kadın istihdamını artırmalıyız. Biz de bu sürece katkı sunmak, genç kadınlara fırsat eşitliği tanımak ve potansiyellerini keşfetmelerini sağlamak için WE20 Tech programını hayata geçirdik. Grup şirketlerimizde çalışan kadın yöneticilerimiz büyük bir heyecan ve keyifle genç arkadaşlarımıza mentorluk yaptı. Programla birlikte 10 genç kadını teknoloji dünyasına kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlk yılımızda İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdiğimiz projemizi kapsamını genişleterek her yıl sürdürmeyi hedefliyoruz. Teknoloji ve yazılım dünyasının öncü oyuncularından olarak gençlere yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” dedi.

EVRİM KURAN

Araştırmacı-Yazar, YANINDAYIZ Derneği Danışma Kurulu Üyesi

 Ben kadınım

Hayatın bana verdiği kimlikler içinde en çok “kadın” olmayı sevdim. Kadın emeğini onurlandıran köklerden geldim; emekçi kadınların arasında büyüdüm. Kendimi inşa ederken fedakâr, cefakâr, güçlü olmayı, yuvayı yapan dişi kuş olmayı, yiğit olmayı, dağ gibi olmayı, aslan gibi olmayı değil de, kadın olmayı kutlamak gereğini öğrendim.

Çünkü ben kadınım. Kadınlığa dair hiçbir şeyin yabancısı değilim. Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri, Paris Anlaşmas’nın mimarı kabul edilen iklim aktivisti Christiana Figueres’in inatçı iyimserlik diye tariflediği bir hal var. “İyimserliğimiz güneşli günlerdeki gibi bir tutum olamaz” der Figueres; “dayanıklı, kararlı, amansız olmalıdır. Her bir gün yapmak zorunda olduğumuz bir seçimdir. Her bir engel, farklı bir yol denemek için bir işarettir.”

İnatçı iyimserlik

Kadın olmak, işte böyle inatçı bir iyimserlik gerektirir. Bir kadın olarak şiddetin her türlüsünün tillahını yaşamış olsam da, inadım göğüs kafesimden fışkırır. Bu ülkede eril şiddetin fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik çeşitlerini her sosyoekonomik seviyeden kadın yaşıyor. Öyle ki şiddetin “kadın haklarına duyarlı”” kılıflı erkek cinsinden de gelmesi artık bizi şaşırtmıyor. Şiddet bizi öldürmezse, daha da güçlü kılıyor.
Sadece geçtiğimiz yıl 407 kadının, bu yıl ben henüz bu yazıyı yazarken 247 kadının erkekler tarafında
n öldürüldüğü Türkiye’de mahkemeye takım elbise ile gelen katillerin iyi hal indirimi devam ediyor. Failler “tahrik etti” diyorlar. Bu tipler “iyi halleriyle” yargıyı, sosyal medyalarına #kadınaşiddeteson yazarak da toplumu kandırmaya devam ediyorlar. Kadın işsizliği oranının %41’e ulaştığı, kadın milletvekili oranının %17,4’te kaldığı, Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda 153 ülke arasında 130’uncu sırada olan Türkiye’de, kadına yönelik her türlü istismarın son bulması için sadece kadınların savaşması yetmiyor.

Mansplaining

Rebecca Solnit meşhur Mansplaining sözcüğünü hayatımıza sokan yazar. 2008’de yayınladığı bir denemenin ardından türetiliyor Mansplaining. İngilizce’deki erkek (man) ve açıklama (explain) kelimelerinden oluşmuş bir sözcük. Erkeklerin, kendi uzmanlık alanları olan olmayan her konu hakkında kadınlara açıklama yapması; hatta kadının ilgili konu üzerinde senelerini harcamasına dahi aldırmadan ona doğru yolu göstermeleri anlamına geliyor. Türkçe’ye çeşitli biçimlerde çevrildi ama ben en çok “erkekleme” denmesini seviyorum. Bazı erkeklerin iktidar kurma güdüsü ile böbürlenişini en iyi “erkekleme” anlatıyor. Kısaca, mansplaining -erkekleme- her şey hakkında bir lafı olan, öğreten, gösteren adamları anlatıyor. Bilirsiniz. Çünkü her yerdeler. Rebecca Solnit, Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar kitabında, mansplaining – erkekleme gibi uzantıları olan kadın meselesinin, erkekler tarafından da önemsenmesinin değerini vurguluyor. İki tarafın da özgürleşebilmesi için erkeklerin feminizme, feminizmin de erkeklere ihtiyacı olduğunu belirtiyor:
“Kadın özgürlüğü nedense, erkeklerin elindeki ayrıcalıkları ve iktidarı sinsice ele geçirmek isteyen bir hareket gibi algılanıyor; sanki bir tarafın kaybetmeye mahkûm olduğu, taraflardan sadece birinin özgür ve güçlü çıkabileceği bir savaş var ortada. Oysa birlikte özgürleşir ya da birlikte köleleşiriz. Ayrımcılığı tek başına kadınlar yok edemez” diyor.

Erkekliğe ayna tutmak

Solnit’in sözcüklerini tekrarlamak isterim. Birlikte özgürleşiriz ya da birlikte köleleşiriz. Bu sebeple, danışma kurulu üyesi olmaktan gurur duyduğum, evrensel insan hakları anlayışı çerçevesinde, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını amaçlayan Yanındayız Derneği’nin çabalarını çok önemsiyorum. Türkiye’de, özellikle erkeklere erkeklik halleri konusunda ayna tutulması şart. Acil gereksinimimiz olan bu dönüşümü ancak erkeklerle birlikte hızlandırabileceğimize inanıyorum. Bu inancın paydaşı olan, zamanını, emeğini ve kalbini bu mücadeleye koyan her bir bireyi dayanışma duygularımla selamlıyorum.

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ