TCMB, politika faiz kararını etkileyen maddeleri paylaştı
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 20 Temmuz’da politika faizini yüzde 15’ten yüzde 17,50’ye çıkartmasının gerekçelerini Toplantı Özeti’ni yayınlayarak aktardı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantısına ilişkin yayınlanan özette, temmuz ayına ilişkin öncü göstergelerin talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oldukça yüksek bir aylık fiyat artışı olacağına işaret ettiği belirtildi.
Toplantı özetine göre, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceğinin tahmin edildiği aktarıldı.
Özette, küresel enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin tüketici enflasyonları bir önceki PPK dönemine göre yüzde 5,59 ve yüzde 5,82 düzeylerinden sırasıyla yüzde 4,91 ve yüzde 5,41 seviyelerine gerilemiştir. Son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
“Dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının parasal sıkılaştırma süreci sürüyor”
Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği belirtilen özette, bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının parasal sıkılaştırma sürecini sürdürdüğü bildirildi.
Özette, takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankasının son 17 ayda toplamda 130 toplantı yaptığı, bu toplantıların 93 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı vurgulandı.
Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları haziranda da devam etti
Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği vurgulanan özette, yılbaşından mayıs sonuna kadar hisse senedi piyasalarına yaklaşık 46,4 milyar dolar fon girişi, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 4,3 milyar dolar fon çıkışı olduğu aktarıldı.
Özette, haziran ayı başından 7 Temmuz tarihine kadar 4,9 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 7,6 milyar dolar fon girişi olduğu bildirildi.
“Gıda ve alkolsüz içecekler grubu enflasyonu”
Özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının haziran ayında yüzde 3,02 yükseldiği ve yıllık enflasyonun 1,40 puan artarak yüzde 53,92 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:
Gıda fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranı bir önceki aya kıyasla yükselmiş, bu gelişmede başta sebze olmak üzere taze meyve ve sebze fiyatları etkili olmuştur. Diğer işlenmemiş gıda grubunda kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş bir önceki aya kıyasla hızlanmıştır. İşlenmiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 1,85 oranında yükselmiş, bu gelişmede yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak artış kaydeden çay fiyatları öne çıkmıştır. Ekmek ve tahıllar aylık enflasyonu bu dönemde bir miktar artış göstererek yüzde 1,41 oranında gerçekleşmiştir.
“Dayanıklı mal grubunda temel belirleyici otomobil olmaya devam etti”
Özette, dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık artışın yüzde 6,64 ile önceki aya kıyasla güçlendiği, bu gelişmede haziran ayında da temel belirleyicinin otomobil kalemi olduğu belirtildi.
Otomobil fiyatlarının kur gelişmelerine ek olarak canlı seyreden iç satışlara bağlı şekilde yüzde 10,28 yükseldiği belirtilen özette, şöyle dendi:
Böylelikle otomobil fiyat artışı 2023 yılının ilk 6 ayında yüzde 34,01 olmuştur. Haziran ayında beyaz eşya fiyatları ise yüzde 3,78 artış kaydetmiştir.
Çekirdek enflasyon göstergeleri bir önceki aya göre yükseldi
Özette, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık artışların B ve C göstergelerinde bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu görünümün alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri tarafından da teyit edildiği bildirildi.
Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin 3 aylık ortalama artışlarının 2022’nin şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,4 ile en yüksek noktasına çıkarken, bu yılın haziran ayı itibarıyla yüzde 2,8 ve yüzde 3,3 seviyelerine gerilediği kaydedilen özette, şu değerlendirmede bulunuldu:
Haziran ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranları ise sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir (önceki ay yüzde 2,9 ve yüzde 3,6). Medyan enflasyon ve SATRIM gibi alternatif çekirdek göstergelerde de önceki aya göre artışlar gözlenmiştir.
Yıllıklandırılmış hizmetler fazlası
Aynı dönemde yıllıklandırılmış hizmetler fazlasının 12,1 milyar dolar artarak 51,5 milyar dolara çıktığı bildirilen özette, şunlar kaydedildi:
Parasal koşulların ve beklentilerin etkisiyle altın ithalatı, cari açıktaki artışta önemli rol oynamaktadır. Yılın ilk 5 ayında toplam altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine kıyasla 10,7 milyar dolar artışla 14,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Haziran ayı geçici dış ticaret verileri altın ithalatının mayıs ayı seviyesinin altında olmakla beraber yüksek seyrettiğine işaret etmektedir. Yurt içi talepteki güçlü seyir, tüketim malları ithalatı kanalıyla cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunmaktadır. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ve temmuz ayı için yüksek frekanslı veriler, bayram kaynaklı iş günü etkileri dışlandığında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracattaki nispeten yatay seyre karşın ithalatın yüksek seviyelerini koruduğuna işaret etmektedir.
”Turizm gelirlerinin ikinci yarıda cari dengeye güçlü bir katkı sunacağı tahmin edilmekte”
Turizm gelirlerindeki güçlü seyir ile enerji ithalatındaki normalleşmenin döviz piyasasında arz kaynaklı olarak sağlıklı fiyat oluşumu ve istikrara katkı sağlayacağının öngörüldüğü aktarılan özette, diğer taraftan, artan turizm fliyetinin kısa vadede talebi artırarak tüketici enflasyonu üzerinde risk oluşturduğu şöyle vurgulandı:
‘Mayıs ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,1 oranında artmıştır. Aylık bazda artışlar sektörler geneline yayılırken ihracat payı yüksek olan sektörler ve tipik olarak yüksek oynaklık gösteren sektörlerde daha kuvvetli gerçekleşmiştir. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi yüzde 1,4 oranında yükselerek deprem sonrası toparlanma eğiliminin devamına işaret etmiştir. Benzer şekilde imalat sanayi kapasite kullanım oranı, yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe kıyasla 0,9 puan artarak yüzde 76,2 seviyesinde gerçekleşmiş ve kapasite kullanımında deprem kaynaklı kayıp telafi edilmiştir.
“Sermaye ve ara malları”
Bu dönemde sermaye (yüzde 8,02) ve ara mallarının (yüzde 6,59) yüksek aylık fiyat artışları ile dikkati çeken diğer alt gruplar olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
Temmuz ayında küresel arz zincirindeki baskılara dair göstergeler ve uluslararası taşımacılık maliyetleri düşük seyretmektedir. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi, haziran ayında da tarihsel ortalamasının yaklaşık bir standart sapma altında değer almıştır. Küresel emtia fiyatları, temmuz ayında belirgin bir değişim sergilememektedir. Özetle, mevcut küresel arz koşulları enflasyon açısından olumlu görünümünü sürdürmektedir. 2023 yılı temmuz ayında asgari ücrette yapılan güncellemeye memur ve kamu işçi ücretlerindeki düzenlemelerin eşlik etmesi ve ücretlerdeki artışın genele yayılması sonucu yılın ikinci yarısında enflasyon üzerinde başta maliyet kanallı etkiler olmak üzere yukarı yönlü baskıların artacağı öngörülmektedir. Türk lirasındaki değer kayıplarının, ücretlerde genele yayılan artışın ve vergi düzenlemelerinin yakın dönemde enflasyon üzerinde maliyet yönlü ilave baskı oluşturacağı öngörülmektedir.
”Hizmet sektöründe fiyat artışları yüksek seviyelerini sürdürmekte”
Tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan gruplarda enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riskinin bulunduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışın, ulaştırma hizmetleri fiyatlarına önümüzdeki dönemde önemli bir etkisi olabileceği değerlendirilmektedir.’