Küresel çelik endüstrisi, atıl varlık riskiyle karşı karşıya
Temiz çevre için çelik üretiminde değişikliğe gidilmesi gerekiyor. Bu nedenle, küresel çelik endüstrisinde 554 milyar dolarlık kömür bazlı çelik üretim kapasitesinin atıl kalma riski var.
İklim değişikliğiyle mücadele için ülkelerin karbonsuzlaşma ve temiz dönüşüm thhütleri arttı.
Yapılan araştırmalara göre ise çelik üreticilerinin ve tüketicilerinin karbonsuzlaşma planları için adımlarını hızlandırması gerekiyor.
Düşünce kuruluşu Global Energy Monitor’ün Küresel Çelik Tesisleri Takipçisi’ne göre, dünyada şu anda geliştirilmekte olan yıllık 731 milyon ton çelik üretim kapasitesi bulunurken, bunun yüzde 52’sini kömür bazlı, yüzde 39’unu elektrikli ark ocağına dayalı kapasite oluşturuyor.
“554 milyar dolarlık kömür bazlı çelik üretim kapasitesi atıl kalabilir”
Bu şartlarda, Global Energy Monitor’ün yeni raporuna göre, küresel çelik endüstrisinde 554 milyar dolarlık kömür bazlı çelik üretim kapasitesinin atıl kalma riski bulunduğu belirtiliyor.
Rapora göre, dünyada geliştirilmekte olan “yüksek fırın-bazik oksijen fırını” üretim yöntemiyle çalışan kömür bazlı çelik üretim kapasitesi 2021’deki yıllık 350 milyon tondan 2022’de yıllık 380 milyon tona yükselerek yüzde 8 arttı.
Yeni kapasitenin çoğu Asya’da kuruldu
Bu yeni kapasitenin neredeyse tamamı Asya’da kurulurken, ülke bazında Çin ve Hindistan söz konusu kapasite artışına liderlik ediyor.
Çelik sektörünün temiz üretim yöntemlerine geçişi yavaş ilerliyor
Küresel çelik sektörü, iklim değişikliğine yol açan emisyonları azaltmak için temiz üretim yöntemlerine geçiş yapması gereken kritik sektörler arasında bulunuyor ancak bu geçişin çok yavaş ilerlediği görülüyor.
Çelik endüstrisinde elektrikli ark ocaklı kapasite hedefi
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2050 Net Sıfır Emisyon senaryosuna göre, çelik endüstrisinde elektrikli ark ocaklı kapasitenin toplam payının 2050’ye kadar yüzde 53’e ulaşması gerekiyor.
Bu da 347 metrik ton kömür bazlı kapasitenin emekliye ayrılması veya iptal edilmesi, 610 metrik ton elektrikli ark ocağı kapasitesinin de mevcut filoya eklenmesi gerektiği anlamına geliyor.