Prof. Dr. Ali Uzun: ‘RİP akıntısına kapıldığını hisseden kişi suyun üstünde kalmaya çalışmalı’
Denizde RİP akıntısında hayatta kalma formüllerini anlatan Prof. Dr. Ali Uzun, boğulma vakalarının en büyük nedeninin eğitim eksikliği olduğunu söyledi. RİP akıntısına kapıldığını hisseden kişinin suyun üstünde kalmaya çalışması gerektiğini belirten Uzun, yanlara doğru gitmeye çalışmak veya su üstünde kalmaya çalışmanın RİP akıntısından kurtaracağını vurguladı.
Prof. Dr. Ali Uzun : “RİP akıntısına kapıldığını hisseden kişi suyun üstünde kalmaya çalışmalı”
SAMSUN – Denizde RİP(Çeken akıntı) akıntısında hayatta kalma formüllerini anlatan Prof. Dr. Ali Uzun, “RİP akıntısına kapıldığını hisseden kişi suyun üstünde kalması gerekiyor. Yanlara doğru gitmeye çalışmak veya su üstünde kalmaya çalışmak sizi RİP akıntısından kurtaracaktır” dedi.
Denizlerde RİP akıntısı veya diğer sebeplerden dolayı her yıl birçok kişi boğularak hayatını kaybediyor. Samsun’da ise son 1 ay içerisinde denizde 255 kişi boğulma tehlikesi geçirdi, 5 kişi ise hayatını kaybetti. Vatandaşlara önemli uyarılar yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, boğulmaların en büyük nedeninin ‘eğitim eksikliği’ olduğunu söyledi.
“Bütün boğulma vakalarının sebebi RİP akıntısı değildir”
Prof. Dr. Uzun, “En başta eğitim eksikliği gelmektedir. Son zamanlarda Samsun’da boğulma vakası arttı ama iç bölgelerde, göletlerde, akarsularda, kanallarda da boğulmalar yaşanıyor. Yaz sıcaklıklarının arttığı dönemlerde bu boğulma vakaları gerek Türkiye’de gerekse dünyada artmaktadır. Türkiye’de hemen her yıl 300-350 civarında boğulmaya bağlı can kaybı yaşanıyor. Aslında boğulma vaka sayısı daha fazladır. Ancak bunların önemli bir kısmı ilk yardım ile kurtarılabiliyor. Yaz sezonu gelmeden televizyon kanallarında, sosyal medyada bununla ilgili eğitici bilgilerin verilmesi lazım. Eğer biz RİP akıntısını bilirsek, eğer çocuklarımıza yüzmeyi zamanında öğretirsek, boğulma ve ölüm vakaları en aza inecektir. Bu sebeple öncelikle ölümler olmadan tedbirlerimizi almamız, eğitimleri yapmamız lazım. Günümüzde Türkiye’de doğal afetlerden sonra bilim adamlarının yanlarına gidiliyor. Ne yapacağız diye sorular soruluyor. Bilim adamları afet olmada bilimsel yöntemlerle problemleri tespit ediyorlar ve önlemler alınması için yetkililere çağrıda bulunuyorlar. Biz de bu konuda özellikle yüzmenin öğretilmesi ve RİP akıntıları hakkında insanlara bilgi verilmesini tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
Çeken akıntı karşısında yapılacaklar
RİP akıntılarının bütün denizlerde olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Uzun, “Kumsalların olduğu yerlerde, özellikle kumsalın deniz tarafında ön kıyı setleri dediğimiz setler bulunmaktadır. Onların içerisinde kıyı akıntıları ile gedik şeklinde yarıklar oluşuyor. Dalga yüksekliği artıp 1-2 metreyi bulduğu zaman bu settin kıyı tarafında sular birikiyor ve daha sonra yer çekimiyle açığa doğru bu kanal üzerinden gidiyor. Bu sebeple bu setlerin bulunduğu alanlarda RİP akıntıları daha fazla oluyor. Sadece ön kıyı setlerinde yarık olan yerlerde değil, kayalık kıyılarda, hatta kalabalık yüzücülerin olduğu alanlarda bile bazen kıyı dalga düzeni bozulmaktadır. Kıyıya yığılan sular en uygun alandan açığa doğru dönmektedir. Bu doğal bir süreçtir ve dünyanın her tarafında olabilmektedir. Ön kıyı setlerinde yarıklarının bulundu yerlerde, kayalık kıyılarda mendireklerin yakınlarında RİP akıntısı daha fazla olmaktadır. Yüzme bilen ve bu konularda eğitim alan kişiler RİP akıntısına kapılsa bile boğulmaz. Onun için yüzme konusunda eğitimleri arttırmamız lazım. RİP akıntısına kapıldığını hisseden kişi suyun üstünde kalması gerekiyor. Bu akıntı akarsulardaki gibi ancak daha hızlı gerçekleşen bir akıntıdır. Birkaç dakika sonra bu akıntı bitiyor. Yani stlerce devam eden bir akıntı değildir. Dolayısıyla suyun üzerinde kalmaya çalışmak yeterlidir. Üstelik bu akıntı insanı derine çekmez. Yanlara doğru gitmeye çalışmak veya su üstünde kalmaya çalışmak sizi RİP akıntısından kurtaracaktır. O yüzden RİP eğitimi ve özellikle de yüzme eğitimi önemlidir. Çocuklara aileleri ile beraber ve cankurtaranların olduğu bölgelerden denize girmelerini tavsiye ediyoruz. Kuvvetli dalgaların olduğu zamanlarda denize girmemeliyiz” şeklinde konuştu.