Türkiye ekonomisinin devasa labirenti: Perpa
Son günlerde “kaotik” mimarisiyle gündem olan dünyanın en büyük monoblok yapılarından Perpa, onlarca farklı sektöre ve 25 binden fazla çalışana ev sahipliği yapan “mini bir ticaret şehri” olarak Türkiye ekonomisinin gözbebeği olmayı sürdürüyor.
Yüzlerce yıldır İstanbul’da ticaretin merkezi Karaköy’deki Perşembe Pazarı’nı taşımak için döneminin en büyük mimari projesi olarak inşa edilen Perpa, ticaret hacminin yanı sıra ilk kez girenler bir yana esnafların bile giriş ve çıkışı öğrenmesinin uzun zaman aldığı, labirente benzeyen karmaşık mimarisiyle ilgi görüyor.
Güvenlik sistemlerinden hırdavata, robotik teknolojiden otomotiv sektörüne kadar birçok alanda alıcı ve satıcıyı buluşturan Perpa’da, her 3 katta bir otopark, depo ve dükkanlar yer alıyor.
Müşretiler dükkanları navigasyonla buluyor
En çok kullanılan giriş kapısı 8. katta olan ve ara katlarına arabayla çıkılabilen bu devasa ticaret kompleksi, 3 kat birden çıkan yürüyen merdiveni gibi sıra dışı özellikleriyle ilk gelenleri şaşırtıyor bir o kadar da zorluyor.
Müşteriler, istediği dükkanı, Perpa yönetiminin eleştirileri dikkate alarak geliştirdiği “bina içi navigasyon sistemi” sayesinde bulabiliyor. Ancak dev binadan ayrılmak dükkan bulmak kadar kolay olmuyor.
“Karaköy’deki tüm dükkanların bir binaya sığdırılması hedeflendi”
“Şehir içinde şehir” iddiasıyla 40 yıla yakın süredir “ticaretin kalbi” olan Perpa’yı, hem uzmanları hem esnafı hem de müşterileri anlattı.
Perpa Kooperatifi ve Perpa B Blok Başkanı Hacı Demir, Perpa’nın tarihi misyonunu anlatarak mimarisiyle ilgili eleştirilere yanıt verdi.
Demir, Perpa’yı, 1980’lerde Karaköy’ün karmaşık yapısı, trafik ve güvenlik sorunları nedeniyle bir alternatif arayışının ortaya çıkardığını söyledi.
Perpa’nın, Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın girişimleriyle yapıldığını ve 4 bin 700 kişinin ortak malı olduğunu belirten Demir,
O dönemde Karaköy’deki bütün iş yerlerinin bir binaya sığdırılması hedeflendi. Mimaride dükkanlar tripleks. Giriş kata araç yanaşır depoya koyar, üst kat teşhir, onun üst katı da yazıhane olarak planlandı. Perpa’da 2, 4, 7 ve 10. katlara kadar araçlarınızla çıkabilirsiniz. Yoksa 4 bin 707 dükkanın mal sevki nasıl sağlanacak? O dönemki mimarların asıl hedefi buydu. Malın sevkiyat alanları, insanların dolaşım katları değil. 2, 5, 8, 11 ve 13 ise ana katlardır. Temel amaç bütün sistemin kolaylaştırılmasıdır.
diye konuştu.
Perpa’nın kurulduğu günden bu yana ticaret hacmi ve ürün çeşitliliğiyle Türkiye ekonomisine yön verdiğini dile getiren Demir, şöyle devam etti:
Perpa’da çok ciddi bir iktisadi hayat var. Yüzde 98 doluluk oranına sahibiz. Yüzde 2 ise kısa süreli boşalma kaynaklı. Perpa, tüccara sunulabilecek tüm altyapıya sahip. 24 st güvenlik var. Güvenlik, kendi elemanlarımız.
Para transferi için 12 bankamız var. Bütün kargo şirketlerinin 2 şubesi var. Yerinizden kalkmadan kargonuzu alıp, gönderir. 25 bin çalışan var. Günlük 50 binden fazla misafirimiz var. 14 bin araç sirkülasyonunu sorunsuz sağlıyoruz. 1986’nın mimarisiyle çok profesyonelce düşünülerek yapılmış bir bina.
“Burayı çözmem 4-5 senemi aldı”
Perpa’nın esnafı ve müşterileri ise bu devasa yapı ve farklı mimari nedeniyle çoğu zaman aradıkları dükkanı bulmakta zorlanıyor.
Perpa’da 10 yıldır esnaflık yapan Emrah Yeşil,
Ulaşım konusunda çok iyi bir yerde, metrobüsle geliyorsun. Burada 10. yılım. Burayı çözmem 4-5 senemi aldı. Hala bilmediğim yerler var. Yeni ziyaretçiler bazı dükkanları bulmakta zorlanıyor. Müşterilerimden bazıları bulamıyor.
diye konuştu.
Esnaf Recep Ofluoğlu, bu kadar dükkanın bulunduğu yerde yaşanan zorluğun normal olduğunu söyledi.
Elektrik dükkanı işletmecisi Ahmet Can,
Yürüyen merdivene binerseniz 3 kat birden çıkıyorsunuz. İnmek isterseniz de 3 kat birden inersiniz. Benim arkadaşım kayboldu, beni bulamadı, bana yerini tarif etti, ben onu buldum.
diyerek yaşadığı zorluğu dile getirdi.
26 yıldır Perpa’da çalışan bir başka esnaf ise
Bir kişi geldi bana 3 st dolaşmış çıkmak için. Yanıma geldi Allah rızası için beni buradan çıkar. Yemin etti bir daha buraya girersem diye.
sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
“Çözmek 3 ayımı aldı”
Perpa’da ofisi bulunan bir avukat ise
Tokat’tan İstanbul’a geldim. Burayı çözmek 3 ayımı aydı. Sonra Perpa’ya geldim. Burayı çözmek de 3 ayımı aldı. Önce İstanbul, sonra Perpa…
diye konuştu.
Perpa’ya gelen ismini vermek istemeyen bir müşteri de
Burayı esnaf çözer ama müşterinin de bulması lazım. Ben ayda bir gelsem bir daha bulamam. Sen beni bir daha burada bulamazsın mesela. İmkanı yok. Ben burada tanıştığım esnafı bir daha tanıyamıyorum, bulamıyorum.
ifadelerini kullandı.
Bir arkadaşının yanına geldiğini söyleyen Ahmet Kara, “Ben kayboldum, arkadaşımı aradım. O gelip beni aldı.” diyerek Perpa’nın karmaşık yapısına dikkati çekti.
Perpa’nın mimarisinin zor ama bilimsel olduğunu söyleyen satış temsilcisi Murat Can, “İlk haftam zordu. Mantığını çözdükten sonra istediğiniz yeri bulmak kolay. Olması gereken dizayn bu bence. Sadece gelenlerin mantık yürütmesi gerekiyor.” dedi.