29.09.2024 - Samsun Şehrine Hoşgeldiniz!
REKLAM ALANI

Tuhaf ölümlere dair çarpıcı örnekler: “Ölümün de hayırlısı” dedikleri

Ürkütücü ve korku dolu anların yanı sıra garip hikayeleri geride bırakan ölüm, tarihin her noktasında konuşulan olaylara konu oldu.

Tuhaf ölümlere dair çarpıcı örnekler: “Ölümün de hayırlısı” dedikleri
REKLAM ALANI

Ölüm… Hayatın en kadim, en katı, en kaçınılmaz gerçeği.

İslam inancında, ölümün zorluğu kabul edilirken, yine de olabilecek en kolay şekilde gerçekleşmesi için dua edilir, “Ölümün de hayırlısı” denir…

Tarihin derinliklerine bakınca, bu duanın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu gösteren o kadar çok ibretlik ölüm hadisesi var ki…

Bir kartal kafanıza bir kaplumbağa fırlatırsa…

ABD merkezli içerik üreticisi “BuzzFeed”de yer alan bir derlemede “tuhaf ölümler”e dair çarpıcı örnekler yer alıyor.

Buna göre, antik çağlardan bir ismin, M.Ö. 450’lerde yaşayan Yunan oyun yazarı Aeschylus’un ölümü, tuhaflıkta ilk sıralarda yer alabilir.

Aeschylus, bir kartalın kafasına bir kaplumbağa fırlatması sonucu ölmüştü.

Bilindiği üzere kartallar avladıkları kaplumbağları havadan sert kayalara fırlatır, kabuğu kırılan hayvanı bu şekilde yerler.

İşte kartal, yazar Aeschylus, kel kafasını sürüngenin kabuğunu kırmaya uygun bir kaya sanıp kaplumbayı üzerine fırlatmıştı.

Eski Yunan’daki pek de akla gelmeyecek gibi görünen ama sonuçta gerçekleşen bir başka ölüm şekli de Atinalı milletvekili Draco’nun başına gelmişti.

Şarabı kutsayan şair üzüm çekirdeğiyle öldü

Yunanlı şair Anacreon, tam bir şarap fetişistiydi. Şiirlerinin çok büyük bir bölümü şarap güzellemesiydi.

Mezarına bile “Mezarımın yanından geçen yabancı / Kitaplarım biraz işine yaradıysa / Küllerime biraz şarap dök / Dök ki kemiklerim şarapla tazelensin.” diye yazılmasını vasiyet etmişti.

İşte bu şarap aşığı şair, bir gün boğazına kaçan üzüm çekirdeği nedeniyle boğularak ölmüştü.

“Tanrısal varlık” olduğunu ispat için Etna yanardağına atlamıştı

İrlanda Dublin merkezli “Antik Kökenler” isimli hâkemli derginin Ağustos 2022’deki sayısında yer alan Cecilia Bogrd imzalı yazıda yer alan bilgilere göre, Akragas Empedoklese reenkarnasyonu savunan, kendisinin tanrılarla insanlar arasında ara bir form, yarı tanrısal varlık olduğunu iddia eden bir filozoftu.

Reenkarnasyonla nasılsa tekrar hayata döneceğine inanan Empedoklese, tanrısal bir varlık olduğunu ispat için – bugün de fl bir yanardağ olan – Etna yanardağının kraterinin yanına giderek kendisini alev ve mağma kütlesinin içine atmıştı.

Etna’daki ölüm hikâyesinin bir başka versiyonunda ise filozof Akragas Empedoklese tanrısal bir varlık olduğunu göstermek için hiçbir iz kalmadan bedenini ortadan kaldırmayı planlamıştı.

Sonuçta nasılsa “tanrı” olarak geri gelecekti.

Ne var ki, ondan bir iz kalmış ve bu kandırmaca bozulmuştu. Empedoklese’in sandaletinin teki nasıl olduysa yanardağ kraterinin kenarında kalmıştı.

Hıristiyanlara özel işkenceler

Putperest Roma idaresi Hıristiyanlığa karşı ilk andan itibaren çok sert önlemler almıştı. Pagan inançlarına tehdit olarak görülen bu yeni dinin bağlılarına akıl almaz işkenceler uygulanıyordu.

Neron’un, sayısız manyaklığının yanında yollara Hıristiyanlardan oluşan “insan meşaleleri” dizdiği kayıtlara geçmişti.

Hıristiyan Azizlerden Saint Lawrence de dev bir ızgarada canlı canlı kavrulmuştu.

Görgü şahitleri Lawrence’in işkencecileriyle “Beni ters çevirin, bu tarafım pişti” diyerek şakalaştığını bile anlatmışlardı.

Bir başka Hıristiyan din adamı olan Arethusalı Marcus ise arıların sokmasıyla ölsün diye bal bulaştırılmış bir sepetin içine konulup havaya asılmıştı.

Vebadan çıldıranların sıra dışı ölümleri

Orta Çağda Avrupa’yı etkisi altına alan veba salgınları, sık sık toplu ölümlere yol açıyordu.

Yıldırıcı tekrarlarla yaşanan bu afet, birçok ülkede insanların psikolojik dengesini de bozuyordu.

Fransa ile Almanya arasında sınır şehir olan Strazburg’ta Temmuz 1518 ile Eylül 1518 tarihleri arasında yaşanan “veba dansı” da böyle bir sapmaydı.

Bu olay, bir kitlesel histeri olması bakımından tarihe geçmişti.

Vebaya yakalanan binlerce insan, günlerce süren toplu danslarla kasaba ve şehirlerde dolaşmışlardı.

Kimi tahminlere göre 400 civarında insan gerek psikolojik krizler gerekse vebanın son aşamasına gelinmesi nedeniyle hayatını kaybetmişti.

Eyfel’den atlayan adam

4 Şubat 1912’de terzi ve mucit Franz Reichelt, kendi icadı olan kumaştan yaptığı paraşütle süzülerek ineceğini planladığı Eyfel Kulesi’nden atlamış ve “pek de sürpriz olmayan bir biçimde” ölmüştü.

Arkadaşları ve yetkililer atlama öncesi bu deneme için bir kukla kullanmasını istemişler ancak o, “Buluşumun değerini kanıtlamak niyetindeyim.” diyerek bu öneriyi reddetmişti.

Irkçılığın kurbanları

Amerika Birleşik Devletleri’nde ırkçılık çok yakın zamanlara kadar toplumsal bir yaygınlık gösteriyor, kamu otoritesi de ırkçıların yanında yer alıyordu.

– Aslında halen de bu kamusal ve toplumsal defoya dair olaylar yaşanıyor.

-1968 yılında temizlik işçileri Echol Cole ve Robert Walker, ırkçı ayrımcılığın sonucu hayata veda etmişlerdi.

1 Şubat 1968’te Memphis Tennessee’de Echol Cole ve Robert Walker, yağmur fırtınasına yakalanınca bir binaya sığınmak istemişler ancak bina sakinleri siyahî oldukları gerekçesiyle – ayrımcı yasaları da gerekçe göstererek – iki işçiyi binaya sokmamıştı.

Talihsiz adamlar da bunun üzerine kamyonun arkasına sığınmaya çalışırken, çöp sıkıştırıcısının arızalanması sonucu ezilerek ölmüşlerdi.

Ölümleri protesto etmek amacıyla Memphis’teki temizlik işçileri greve başlamışlardı.

İşçileri desteklemek için Memphis’e gelen ırksal eşitlik savunucusu – 1964 yılında Nobel Barış Ödülü’nü de almıştı – Martin Luther King Jr.

4 Nisan 1968’de burada bir suikasta kurban gitmişti.

İncil yüzünden ölenler

1903 yılında Hawaii Honolulu’da yanlış giden bir şifa töreni sırasında Hıristiyanlığın kutsal kitabı İncil nedeniyle bir ölüm yaşanmıştı.

Adı açıklanmayan bir kişi aslında sıtmadan rahatsızdı ancak ailesi çocuklarının “şeytanlar tarafından ele geçirildiğini” düşünüp bir papaz büyücü karışımı şifacıyı çağırmışlar, şifacı da şeytanı kovmak için İncil ile genci dövmeye başlamış ancak dayakta ölçü biraz kaçınca hasta hayatını kaybetmişti.

1987 yılında da Kanada’da gözaltına alınan 22 yaşındaki Franco Brun, cep boyutunda bir İncil’i yutmaya çalışırken boğularak ölmüştü.

Bira Tufanı – Pekmez Seli

1814’te Londra’da meydana gelen “Bira Tufanı”nda 11 kişi ölmüştü. Bir bira fabrikasındaki 22 metre yüksekliğindeki fermantasyon teknesi patlamış, yakında bulunan gecekondu mahallesindeki evleri bira altında bırakmıştı.

Burada 8 kişi boğularak, sonrasında üç kişi de buharlamış bira kaynaklı alkol zehirlenmesinden ölmüştü.

15 Ocak 1919 tarihinde ise ABD Boston’ın Kuzey Yakasında büyük bir pekmez tankı patlamış, oluşan pekmez selinde 21 kişi ölmüş, 150 kişi de yaralanmıştı.

Diğer bazı sıra dışı ölümler…

  • M.Ö. 6. Yüzyılda, ünlü bir güreşçi olan Milo Croton, ormanda antrenman yapmaktaydı. Güreşçi, güç denemesi için bir ağacın dallarını ayırmaya çalışırken dallar birden sıkışmıştı. Olimpiyat şampiyonu güreşçi ne yaptıysa elini kurtaramamıştı. Milo Croton’u sıkıştığı yerde kurtlar yemişti.
  • İngiltere Kralı Edmund 1016’da, tuvaletteyken altında saklanan bir suikastçı tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.
  • Almanya Kralı ile bir davette bulunan soylular tabanın kalabalığı kaldırmaması üzerine binanın altındaki lağım çukuruna düşmüşlerdi. Olayda 60’a yakın davetli dışkıyla boğularak ölmüştü.
  • 20 Şubat 1258 Bağdat’ın son Abbasi Halifesi El-Mustassım, Moğollar tarafından önce bir halıya sarılmış, sonra da bu halı atlara çiğnetilerek öldürülmüştü.
  • Babür İmparatorluğunda üç kardeş Sih önder sapkın oldukları gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılmıştı. Bhai Mati Das iki sütun arasına bağlanarak ve ikiye bölünerek, kardeşi Bhai Sati Das yağa batırılmış pamuk yününe sarılıp ateşe verilerek, Bhai Dayala da su dolu bir kazanda kaynatılarak öldürülmüştü.
  • Bavyera Belediye Başkanı Hans Staininger’in 1,5 metre uzunluğunda sıra dışı bir sakalı vardı. Başkan Staininger bir gün bu sakalına bastı, yere düştü, boynu kırılarak öldü.
  • Arşidük Albrecht’in kızı Avusturya Arşidüşesi Mathilda, kendisine sigara içilmesini yasaklayan babasından sigara saklamaya çalışırken elbisesi tutuştu ve yanarak öldü.
  • Haziran 1871’de cinayetle suçlanan bir adamı savunan Amerikalı politikacı ve avukat Vallandigham, kurbanın bunu nasıl yapmış olabileceğini gösterirken yanlışlıkla kendini vurdu. Devam eden duruşmada müvekkili ise bert etti.
  • 14 Ocak 1990 tarihinde 31 yaşındaki Daniel John O’Brien, Trinidad Piarco Uluslararası Havalimanı’nda bir British Airways Boeing 747’nin motorlarından birinin içine atlayarak intihar etmişti.
  • 2 Aralık 2009 Kiev Politeknik Enstitüsü öğrencisi 25 yaşındaki Vladimir Likhonos, sakızının patlaması sonucu öldü. Likhonos’un, ekşi tadını arttırmak için sakızını sitrik aside batırma alışkanlığı vardı. Likhonos, dalgınlıkla deneyde kullandığı bir patlayıcı tozla sitrik asidi karıştırınca tükürükle reaksiyona giren patlayıcı madde “TNT gücünde” patlamış ve Likhonos’un ölümüne yol açmıştı.
  • Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde yaşayan Alyan Ailesi’nin kurban bayramı için aldığı keçi, 4 Ekim 2014’te beş katlı binanın çatısında bağlanacağı esnada kaçmıştı. Binanın beton korkuluklarını aşan keçi, arkadaşları ile sokakta oyun oynayan 11 yaşındaki Heval Yıldırım’ın üzerine düşerek ölümüne neden olmuştu.
REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ