Ece Erken, öldürülen eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun davasına katılmaktan vazgeçti
Ece Erken’in eşi avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetine ilişkin 20 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. Ece Erken’in davaya katılma talebinden vazgeçtiği dilekçesinde “Çok yalnız bırakıldım, fiziken ve ruhen artık kaldıramayacak kadar yoruldum. Davaya katılma talebimden vazgeçiyorum” ifadelerini kullandı.
Sunucu Ece Erken’in eşi avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu 27 Ocak günü Yeşilköy’de ortağı olduğu balık restoranında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
Olay sonrası yürütülen soruşturma çerçevesinde 16 Mayıs’ta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanmıştı.
İddianamede, 20 sanığın 10’u hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile değişen oranlarda hapis cezası talep edilmişti. Olaya ilişkin 20 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.
Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 7 tutuklu ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatlar hazır bulundu. Duruşmaya Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ağabeyi Celal Mahmutyazıcıoğlu ile avukatları da katıldı.
Ece Erken davaya katılmaktan vazgeçti: Çok yalnız bırakıldım, fiziken ve ruhen artık kaldıramayacak kadar yoruldum
Öte yandan Ece Erken’in mahkemeye sunduğu davaya katılma talebinden vazgeçtiği dilekçesi ortaya çıktı.
Erken 6 Haziran 2023 tarihinde mahkeme sunduğu dilekçede, “Zamansız kaybettiğim değerli eşimin vefatından sonra eşimin ailesinden ve dost sandıklarımdan tek bir kişiden destek görmeden, üstelik kendisiyle geçmişi olan kişilerin mahkeme zamanı yurtdışında keyifteyken bile, ben eksiksiz bir şekilde eşimin tüm duruşmalarına katıldım. Muhatap olmayacağım kişilerle sayısız kez kadın halimle muhatap oldum. Bizzat eşimin öz abisi tarafından hakaret ve tehdide uğradım. Konuyla ilgili şikayetim savcılıktadır. Çok yalnız bırakıldım, fiziken ve ruhen artık kaldıramayacak kadar yoruldum. Odaklanmam gereken çocuğumu, sağlığımı, ailemi ve işimi ihmal ettim. Tüm bu sebeplerden dolayı davaya katılma talebimden vazgeçiyorum. Rabbime ve yüce Türk adaletine güveniyorum. Saygıyla mahkemenize arz ederim” ifadelerini kullandı.
Duruşmada söz verilen katılan Celal Mahmutyazıcıoğlu “Burada bir sır var, maskeli bir balo var. Kimseye bir şey dememiş. Durup dururken bu adam neden öldü. Çözemediğimiz bir sır var. Buradakiler biliyor” dedi.
Söz verilen tutuklu sanık Kadir Yasak ise “Bir sır yok. Olay en baştan anlattığım gibi, pişmanım. Ben de arkadaşlarım da karşı taraf da mağdurdur. Kimseyi mağdur etmek istemezdim” dedi.
“Bizim maddi durumumuzda olan insanlar için para cinayet işleme motivasyonu olamaz”
Sanık Ali Yasak ise “Selam verdiği için ceza yatan arkadaş var bu olay burada yaralama kastıyla oluşmuş ama üzücü şekilde ölümle sonuçlanmış yağma konusunda da bizim maddi durumumuzda olan insanlar için para cinayet işleme motivasyonu olamaz. Herhangi bir para için cinayet işlenmez ailemizden böyle gördük. Ben o gece yemekteydim ödediğim hesap belli. Bahsi geçen paranın yarısını bir gecede harcıyorum. Buraya cilt cilt dosyalar ile mi geldim? Benim hiçbir suçum yok trafik cezasından başka cezam yok. Savcımız diyor ki tasarlayarak yaptınız bu işi. Bu işten hiçbir zaman nasıl yırtarım kurtulurum olmadı ilk günden beri samimi bir şekilde ifade ettim. Ben tahliyemi talep ediyorum bert ereceğime de inanıyorum” dedi.
“Kadir gayet iyi kibar biri gidip ateş edeceğini bende beklemiyordum”
Sanık Seccad Yeşil ise “Benim mahkemede verdiğim ifadem geçerlidir bir insan öldü bu yüzden üzgünüm ama ben suç işlemedim. Rahmetli Şafak abiye ateş edildiğinde nasıl şok olduysa ben de şok oldum. Ben ne yaptım da suça iştirak ettim. Kadir vurdu ben de mi vurdum. Kadir bana gidip konuşacağını söyledi ben nerden bileyim böyle olacağını bilsem gider miydim? Kadir ‘öldürme kastım yoktu pişmanım’ diyor ben bu olayda ne için ‘pişmanım’ diyeyim. Olayda ‘Kadir yapma’ diye bağıran benim olayda neredeyse beni de vuruyordu. Kadir gayet iyi kibar biri gidip ateş edeceğini bende beklemiyordum” şeklinde savunma yaptı.
Savunma ve beyanların ardından mahkeme heyeti tanıklar Seren Serengil ile Mustafa Rahman Tohma hakkında yeniden zorla getirilme kararı çıkartılmasına, tanıkların gelmediği takdirde haklarında suç duyurusunda bulunulmasına ve 7 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Bakırköy’de bulunan bir dairenin satılması için emlakçılık yapan sanık Kerem Öztürk’ün müşteri aradığı ve bu sırada müşteki Suphi Malgaz ile tanıştığına yer verilmişti. İkilinin satılacak daireye müşteri bulunması konusunda anlaştığı, müşteki Suphi Malgaz’ın sanık Kerem Öztürk’e 1 milyon 450 bin TL fiyat ile daireyi alıcı bir arkadaşının olduğunu söylediği iddianamede belirtilmişti.
Sanık Öztürk’ün 1 milyon 500 bin TL istediğine ve ikilinin 1 milyon 480 bin TL’ye anlaştığına, müşteki Suphi Malgaz’ın anlaşma fiyatı 1 milyon 480 bin TL olmasına rağmen alıcı Ohannes Çatak’a 1 milyon 650 bin TL’ye daireyi sattığına, Ohannes Çatak’ın daireyi aldığına ve müşteki Suphi Malgaz’a 170 bin TL satış komisyonu verdiğine iddianamede değinilmişti. Satış işlemlerinin ardından sanıklar Kerem Öztürk ile Gökhan Karakan’ın Kapalıçarşı’ya gittiklerine, burada Ohannes Çatak’ı gördüklerine ve daireyi 1 milyon 650 bin TL’ye aldığını öğrendiğine, daire satış fiyatı ile ilgili olarak sanıklardan Kerem Öztürk’ün Suphi Malgaz’ı aradığına, Suphi Malgaz’ın fazladan aldığı 170 bin TL’yi önce inkar ettiğine, daha sonra Gökhan Karakan’ın ‘bizim aradaki 170 bin liradan haberimiz yok, alıcı yanımızda ondan öğrendik bu parayı bize ödemen gerekiyor’ dediğine iddianamede yer verilmişti. Suphi’nin “Farkı vermeyeceğim” dediği, bunun üzerine sanık Karakan’ın “10 bin dolara adam öldürüyorlar, seni de öldürtürüm” dediği” iddianamede kaydedilmişti.
İddianamede, sanıklar Abdulkadir Kara ve Ali Yasak hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak’, ‘silahla kasten yaralamaya iştirak’, ‘silahla birden fazla kişi ile birlikte işyerinde geceleyin yağmaya teşebbüs’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya bulundurma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 12 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edilmişti.
İddianamede sanıklar Burak Otçuoğlu, Fatih Okan Kodak, Kadir Yasak, Seccad Yeşil, Serkan Dakman ve Uğurcan Bilge hakkında ise ‘tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak’, ‘silahla kasten yaralamaya iştirak’ ve ‘silahla birden fazla kişi ile birlikte işyerinde geceleyin yağmaya teşebbüs etme’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 10 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edilmişti. 2 diğer sanık hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis ile toplam 10 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edilirken, 9 sanık hakkında ‘suçluyu kayırma’ suçundan 5’er yıla kadar, 1 diğer sanık hakkında ise ‘suçluyu kayırma’ ve ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından 1 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenmişti.