Süleyman Soylu: PKK’nın siyasi ayağı HDP’dir
Katıldığı bir canlı yayında gündeme dair açıklamalar yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “PKK’nın siyasi kolu HDP’dir. HDP’nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim. Değerlendirmem değil. Her dönem öyle olmuştur” ifadesini kullandı.
Türkiye, 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için sandığa gidecek.
Seçim öncesi liderlerin ve milletvekili adaylarının çalışmaları da devam ediyor. Bu kapsamda, AK Parti İstanbul milletvekili adayı Soylu, Habertürk TV canlı yayınında Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.
“Recep Tayyip Erdoğan birinci turda alıyor”
Program sunucusu Mehmet Akif Ersoy’un, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile yaptığı programda, Özel’in İstanbul’da büyük fark attıklarını öne sürmesine ilişkin sorduğu soruyu yanıtlayan Soylu, “CHP’lilerin böyle gerçeklikten kopuk, rasyonel olmayan birtakım arzuları, istekleri vardır. Ama o her seçim sonucunda arzu ve istekte kalır, gerçekleşmez. Allah’ın izniyle birinci turda bitiriyoruz. Araştırmayı şöyle okumak lazım. Araştırma, bugünün fotoğrafını verir.
Seçmene ’14 Mayıs’ta kime oy vereceksiniz?’ diyebilirsiniz. O, bugünkü yaşadıklarıyla bugünkü tespitleriyle beraber oy kullanır. Arada 11 gün var, 11 gün içinde hangi gelişmelerin yaşanacağını, onu nelerin etkileyeceğini bilemeyebilir. Orada kararsızlar var. Recep Tayyip Erdoğan, Allah’ın izniyle birinci turda cumhurbaşkanlığını alıyor.” diye konuştu.
“PKK’nı siyasi kolu HDP’dir”
PKK’nın patronunun Amerika olduğunu söyleyen Soylu, PKK’nın bugün kime oy verdiğini sordu.
Soylu, “PKK’nın siyasi kolu HDP’dir. HDP’nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim. Değerlendirmem değil. Her dönem öyle olmuştur.” ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in, bakanlık bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturulduğu iddialarına ilişkin, “Bizim Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığımız (GAMER) var. O illerdeki seçim koordinasyon merkezi oldu, kaymakamlıkların ve valiliklerin. Yani bir sistem kuruldu. Bu sistem İller İdaresi Genel Müdürlüğünün bir genelgesiyle bütün her yere gönderildi. Burayı bu sistem götürecek.” dedi.
Sunucu Ersoy, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in “İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturmuşlar.” şeklindeki iddiasını anımsatıp, Soylu’ya böyle bir uygulamanın olup olmadığını sordu.
Soruya, “Cumhuriyet Halk Partisi bunu 1946’daki sopalı seçimlerle karıştırıyor” şeklinde cevap veren Soylu, şöyle devam etti:
“2002’den itibaren AK Parti’nin girdiği her seçimde, seçim güvenliği ile ilgili bu tartışmalar hep olmuştur ama sonucu hiç olmamıştır. Bu tartışmaları çıkaran bizatihi CHP’nin kendi kişileridir. Seçim yenilgisine kendileri adına büyük bir mazeret uydurmak, bahane uydurmak için basit, siyasette kullanılan, basit yöntemlerdir. Bu yöntemlerin tutabilir tarafı yoktur.”
Deprem bölgesinde oy kullanımına ilişkin
Soylu, Türkiye’de her daim seçimin güvenliğinden sorumlu olan bakanlığın, sandıkların güvenli bir şekilde okula getirilmesinden, okulda güvenli olarak oy kullanmasının sağlanmasından, jeneratörlerin çalışmasından, özellikle okullardaki kameraların çalışmasından sorumlu olduğunu anlattı.
Deprem bölgesinde, Yüksek Seçim Kurulunun, oy verme işleminin “Çadırlarda olur” dediğini, ancak bunun içine sinmediğini, bu yüzden konteynerlerde seçim sandıkları kurduklarını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“Türkiye’de iş şöyle yürür: Kaymakamlıklar var, seçim kurulları var ve valilikler var. Bu sandıkların sağlıklı bir şekilde gelip gelmediğinin tespiti, hem bir sandık kurulu başkanı elinde çuvalla beraber geldi, gelmedi ve o sandık açılmadı, bunun sorumlusu kim veya bunun takibi kimde olacak? Bunun takibi bizde olacak. Seçim kuruluyla konuşulacak, ilgili okul müdürü ve ilgili kolluk gücünün oradaki yöneticisi diyecek ki, ‘Bunu gidip alalım, getirelim’. Çünkü sandık yok, oy kullanılamıyor, vatandaş gelmiş oy kullanma hakkını değerlendirmek istiyor ama bunu değerlendiremiyor veya aldı, sandıklar bağlandı, seçim kuruluna doğru yola çıktı.
Bunu getiren kim, kolluk polisi. Ya jandarmadır ya polistir. Arabasına almış götürüyor. Orada tahrif edilmiş bir sandık, eksik, yanlış bir sandık. Bunun seçim kuruluyla irtibatını kuracak olan, buradaki işin güvenlik boyutunu yönetecek kim? Güvenlik boyutunu yürütecek ve oradaki seçim kurulu hakimiyle beraber konuşacak, onunla ilgili değerlendirmeleri, bazen talimatları olacak ve ona göre de adımı atacak olan kim, kolluk. İçişleri Bakanlığının orada direkt bir sorumluluğu var.”
Bakan Soylu, geçmişte yapılan uygulamaya ilişkin de bilgiler vererek, “Bizim Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığımız (GAMER) var. O illerdeki seçim koordinasyon merkezi oldu, kaymakamlıkların ve valiliklerin. Yani bir sistem kuruldu. Bu sistem İller İdaresi Genel Müdürlüğünün bir genelgesiyle bütün her yere gönderildi. Burayı bu sistem götürecek. Geçmişte de yine buna benzer ismi olan bir kurum götürüyordu bunu. Biz daha sonra o terörle mücadele şeyi gibi kuruldu.
Bunun sürekli cari olarak o kurum içerisinde olmasının doğru olduğunu düşünmedim. Onun ismini yaklaşık 4-5 yıl önce Güvenlik Acil Durum Merkezi olarak değiştirdik. Doğru olan da bu zaten. Çünkü o zaman terör konseptiyle kurulmuş bir kurumdu ve cari olarak bütün kaymakamlıklarda, bütün valiliklerde kurulmuş bir kuruldu. Şimdi burada Güvenlik Acil Durum Merkezi bunu sağlıyor.” diye konuştu.
Eskiden bu işlerin excel tablolarda yapıldığını ifade eden Soylu, “Modülün ismi ne? Sandık Teslim Programı Modülü. Ya bu geçmişte de böyle. Oy sonuçlarını da veriyorlardı. Zaten oy sonuçları şöyle alınıyor. Excel’le yaptığımızı bütün ilçelerde ‘Yeni bir şey, excel ile yapmayın, böyle bir modül var’. Bunun eğitimini de verdiler günlerden beri. Aynı zamanda iyi bir şey yapıyoruz, doğru bir şey.
Seçimi daha güvenli hale getirebilecek bir şeyi yapıyoruz. Zaten orada sandık kurulunda oylar açıklanırken, sandık kurulunun dışında ve müşahitlerinin dışında bir polis, güvenlik görevlisi yok. Veya bir jandarma güvenlik görevlisi yok. Ancak sandık başkanı çağırırsa oraya birisi gelebilir. Ama oylama biter. Oylama bittikten sonra zaten sonuçlar tahtalara asılır.” sözlerini sarf etti.
Bakan Soylu, programda “Aplikasyon var mı?” sorusu üzerine, “Yok bir aplikasyon, hiçbir şey söz konusu değil. Hepsi birer uydurma. Zaten göreceğiz zaten aplikasyon var mı, yok mu. 601 bin polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz çalışacak. Seçmenin yüzde 1’i yapıyor. Herhalde bir aplikasyon olsa biri de çıkacak seçim günü ‘Bende bir aplikasyon var, bu aplikasyona gireceğim’ diyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“HÜDA PAR’ın Hizbullah ile bağı yok”
HÜDA PAR’ın Hizbullah’la ilişkisine yönelik iddiaları da cevaplayan Soylu, şu görüşleri paylaştı:
“HÜDA PAR’ın Hizbullah’la herhangi bir ilişkisi söz konusu değil. Yedi yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Nerede terör örgütünü görsek kafasını eziyoruz. DHKP-C, MLKP, TKPML, DEAŞ, her neyse görüyoruz. Yedi yıldır Hizbullah’ın Türkiye’de herhangi bir eylemi, daha önce de yok da herhangi bir eylemi söz konusu değil. Takip etmiyor muyuz? Gece gündüz ararız. HÜDA PAR’ın Hizbullah ile herhangi bir bağı, süreci veya HÜDA PAR’ın terörle ilgili herhangi bir bağı söz konusu değildir.”