Sigarayı bırak, hayatı bırakma
Sigarayı bırak, hayatı bırakma SAMSUN 9 Şubat Dünya Sigarayı-Tütünü Bırakma Günü’nde sigara ve tütün ürünleri kullanımın insan sağlığına verdiği …
Sigarayı bırak, hayatı bırakma
SAMSUN 9 Şubat Dünya Sigarayı-Tütünü Bırakma Günü’nde sigara ve tütün ürünleri kullanımın insan sağlığına verdiği zararlar ve tedavi yöntemleri anlatıldı.
Dünya Sigarayı-Tütünü Bırakma Günü kapsamında Medicana İnternational Samsun Hastanesi’nde bir etkinlik düzenlendi. Düzenlenen etkinlikte biorezonans yöntemi ile enerji ölçümü yapıldı. Sigara bağımlısı olan kişilerin yüzde 92’sinin tek seansta sigarayı bıraktığı mora tedavi sürecine dair bilgiler verilerek sağlıklı besinler ikram edildi ve broşür dağıtıldı. Hastane hekimleri, sigara bağımlılığından kurtulmak isteyen vatandaşlara ve sigara kullanımı sonucu akciğer kanseri hastalığına yakalanan kişilere tedavi ve bağımlılıktan kurtulma yolları hakkında bilgiler verdi.
Dünyada her 10 saniyede 1 kişinin sigara kullanımına bağlı hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Burçin Çelik, “Tütün ve tütün ürünleri kullanımı bir halk sağlığı sorunu. Ülkemizde yapılan çalışmalarda sigara kullanımının ilkokul çağına kadar indiği görülüyor. Sigaranın içinde 4 binin üzerinde kimyasal madde bulunuyor. Bu maddelerden en önemlisi ise nikotin. Sigara nikotin sayesinde psikolojik bağımlılık yanında fizyolojik bağımlılığa da yol açıyor. Dünyada her yıl 6 milyon insan sigara kullanımı sonrası oluşan rahatsızlıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Bu her 10 saniyede 1 kişinin hayatını kaybetmesi demektir. Sigara en çok kronik bronşit, koah, damar hastalıkları ve kalp hastalıklarına neden oluyor. Yılda 1,5 milyon kişiye kanser tanısı konuluyor. Kansere yol açan ana etmen de tütün ya da tütün ürünleri. Sigara içenlerde kansere yakalanma riski erkeklerde yüzde 35 oranında, kadınlarda ise yüzde 15 oranında artıyor” dedi.
“Kaçak tütünlerin içerisinde ne kadar ve hangi kimyasalın olduğu bilinmiyor”
Sigara fiyatlarından dolayı artan tütün kullanımı hakkında da konuşan Prof. Dr. Burçin Çelik, “Sigara zammından sonra halkımız ekonomisini de düşünüyor. Bağımlılık da söz konusu olduğu için tütün ürünlerine yönelen insan sayısı çoğaldı. Tütünleri alıp, sigaraya sarıp o şekilde kullanıyorlar. Özellikle kaçak tütünlerde bu çok sıkıntılı. Çünkü içerisinde ne olduğunu bilmiyorsunuz. En azından fabrikasyon tütünler ya da sigaralarda bir kontrol söz konusu. İçerisindeki kimyasallarda oranlar belli. Kaçak tütünlerde ise bu kimyasallar belli değil. İçerisinde ne olduğunu bilmediğimiz gibi tütün içerken kullanılan kağıt da çok önemli. Kağıdın içerisindeki kimyasal da var olan riski arttırabiliyor. Fabrikasyon mu yoksa el yapımı sigaranın mı daha zararlı olduğunu zaman gösterecek. Sigarayı bırakıp, hayatı bırakmamak lazım. Sigara sadece kanser değil birçok hastalığın riskini arttırır. Evde sigara içilmesi çocuklar için de kötü bir örnek. Sigaranın zararlarının anlatıldığı eğitimin çocukluk çağında öğretilmesi de gerekiyor” diye konuştu.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kanser tanısı konmasında ve tedavisinde büyük ilerleme kat ettiklerinin altını çizen Dr. Çelik, “Akciğer kanserlerinde 15-20 sene önce MR ya da ped değerlendirme ve kanserin nerelerde olduğunu belirlemede geride kalmıştık. Son yıllarda teknolojik gelişmelerle kanser hücrelerinin ya kanserin durumunu çok net tespit edebiliyoruz. Bunla birlikte tedavi hakkında daha doğru kararlar verebiliyoruz. ‘bıçak değdi, 2-5 ay sonra öldü’ söylemleri 15-20 sene öncesinden günümüze yerleşen söylemler. Şu dönemde bu durum söz konusu değil. Teknolojik gelişmeler, tetkikler ve tahliller hangi hastanın ameliyat olabileceğini, hangisinin olmaması gerektiğini çok daha net gösteriyor. 22 yıldır cerrahım. Mesleğe ilk başladığımda hasta sağ kalım oranı yüzde 50 seviyesindeyken son dönemde akciğer kanseri evre-1 vakalarda bu sağ kalım oranları yüzde 80’lere kadar yükseldi. Bu da çok iyi bir rakam” şeklinde konuştu.
“Sigara içtiğiniz zaman 69 tane kanser yapıcı maddeye maruz kalıyorsunuz”
Kanser yapıcı maddelerin sigara içerisinde yer aldığına değinen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel, “Sigara tiryakiliği çok ciddi bir sağlık sorunu. Sigara kullanımı birçok hastalığın oluşmasına neden olabiliyor. Sigara katranında 69 adet kanser yapan madde var. Bunların arasında aromatik hidrokarbonlar ve radyoaktif maddeler bile var. Sigara içtiğiniz zaman 69 tane kanser yapıcı maddeye maruz kalıyorsunuz. Akciğer kanserlerinin büyük bölümünü sigara içen ya da içmiş kişiler oluşturuyor. O nedenle sigaradan uzak durulması gerekiyor. Sigara içenin de yanında durulmaması gerekiyor. Pasif içicilik de akciğer kanseri riskini arttırır. Akciğer kanserinin 2 ana türü var. Bunlar küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserleri olarak 2’ye ayrılır. Küçük hücreli kanserin tedavisi tıbbi tedavidir. Kemoterapi, radyoterapi ve diğer ilaçlar kullanılır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin tedavisi daha çeşitli ve zordur. Erken evrede cerrahi tedavi yapmak gerekir. Cerrahi şansını kaçırmış vakalarda radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonları kullanılabilir. İleri derecede vakalarda son dönemde immünoterapiler gündeme geldi. İmmünoterapi ilaçlarının ruhsatı Türkiye’de vardı ama geri ödemesi yoktu. Resmi Gazete yayımlanan karar ile birlikte en çok kullanılan immünoterapi ilacının geri ödemesinin yayınlandığını duyduk. Bu durum biz onkolokları ve hastaları çok sevindirdi” ifadelerini kullandı.
“Mora terapi ile tek seansta sigara bırakanların oranı yüzde 92”
Sigara bırakma konusunda kullanılan tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce ise şunları söyledi:
“Sigara, akciğer kanseri ve koah gibi ölümcül akciğer hastalıklarının başta gelen sebebidir. Akciğer haricinde kalp ve beyin damar hastalıklarının da önde gelen sebeplerindendir. Sigara bırakmak için çeşitli yöntemler vardır. Nikotin replasmanı tedavileri, iki üç çeşit ilaç, akupunktur, hipnoz ve biorezonans yöntemleri kullanılabilmektedir. Sigara bıraktırma kliniğimizde 10 yılı aşkın bir zamandır tüm bu tedavi yöntemleri kullanılmış ve en başarılı yöntem olan mora terapi (radyofrekans) yöntemi olmuştur. Sigara bağımlılığı kabaca kimyasal (nikotin) bağımlılık ve sosyal-psikojenik bağımlılık olarak 2 kısımdan oluşur. Kimyasal bağımlılığı radyo frekans ile rahatlıkla tedavi edebilmekteyiz. Sosyal bağımlılık için de hastalarımızla yaklaşık 30-40 dakika süren bir eğitim ve bilgilendirme konuşması sayesinde yüzde 92’ye varan bir başarı elde etmekteyiz. Mora terapinin herhangi bir yan etkisi veya kontrendike durumu yoktur. Genellikle tek seans yeterlidir ancak gerekirse pekiştirmeler yapılabilmektedir. Seans süresi 1 st kadardır. Seans esnasında eller ve ayak tabanları metal levhalara temas eder, herhangi bir ağrı acı söz konusu değildir. Radyasyon, manyetik alan, kimyasal madde içermez. Radyo dalgaları ile çalışır ve otomobilde radyo dinlemek ne kadar zarar verirse o kadar zarar verebilir. Bunun yanında diğer tüm yöntemlerle kıyaslandığında daha başarılı ve daha az yan etkili bir yöntemdir. Dünya Sağlık Örgütü sigara bağımlılığını ‘hastalık’ olarak kabul ediyor. Kendi kendine bırakmaya çabalamak çok güzel bir şeydir. Ama onunda istatistiklerine baktığımız zaman yüzde 5’ten daha yukarı bir başarı olmuyor. Mutlaka bir profesyonel destek öneriyoruz. “